DOLAR

35,5594$% 0.16

EURO

36,5618% -0.36

STERLİN

43,2938£% -0.53

GRAM ALTIN

3.080,73%-0,39

ÇEYREK ALTIN

5.015,00%-0,16

BİST100

9.977,94%1,13

BİTCOİN

3714750฿%0.98369

İmsak Vakti a 02:00
Giresun HAFİF KAR YAĞIŞLI -4°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
X


Doğru ve Yanlış

Cennetmekân Hocamız Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Hak ile Batıl’ın tarifini yaparken; “Türkçemizde bir Hak ve Batıl kelimeleri bir de doğru ve yanlış kelimeleri bulunmaktadır.

Bir insan yağmur yağarken, şemsiyesini alıp da dışarı çıkması doğru bir harekettir. Ama yağmur yağmadığı halde yağmur şemsiyesini açarak dışarı çıkması, yanlış bir harekettir. Dolayısı ile Türkçemizde kullanılan doğru ve yanlış kelimeleri şarta bağlı olarak isabetli olan şey veya olmayan şey manasınadır. Hâlbuki 2 kere 2, 4 eder ifadesi; yağmur yağsa da 4 eder, güneş açsa da 4 eder. Bir hafta önce de 4 eder, bin yıl önce de 4 eder.

İşte, şarta bağlı olmaksızın, mutlak olarak her şart altında doğru olan şeye HAK denir. Bunun tersine olarak bir insan 2 kere 2, 3 eder dese, yağmur yağsa da yanlıştır, güneş açsa da yanlıştır. Bir hafta önce de yanlıştır, bin sene önce de yanlıştır. Her şart altında yanlış olan şeye ise BATIL denir” derdi.

Allah’ın kâinatı yaratırken koymuş olduğu kanunlar ile insanların dünya ve ahiret saadetini temin edecek kanunların hükümleri, kıyamete kadar değiştirmeyecek ve hükümleri devam edecektir. İnsanların hepsi bir araya gelse doğudan doğan ve batıdan batan güneşi batıdan doğdurup doğudan batıramazlar.

İnsanların dünya ve ahret saadeti için de yine Allah’ın koyduğu kanunlar, kıyamete bakidir. Bir bebeğin oluşumu, bir anne ve babanın bir araya gelmesiyle olur. Annenin yumurtalığına babanın spermini dışarıda aşılamak (tüp bebek) da bu kanunu değiştirmez.

İslam’ın bir emri olan, insanların her sahada birbirlerine yardımcı ve destek olmaları o toplumu hem mutlu kılar ve hem de her sahada yükselmelerini sağlar. Batı anlayışına göre;

“İnsan, insanın kurduysa…” veya; “Büyük balık küçük balığı yutarsa…” bu anlayıştan ancak ıstırap çıkar, gözyaşı çıkar.           

GÜÇLÜLER VE HAKLILAR

Asr-ı Saadet’ten bu yana nerede ezilmiş, hakkı yenmiş, zulme uğramış kimse varsa onlar İslam’ın şefkatli kolları arasına sığınmış ve Peygamberimizin komutasında birbiri ile bütünleşen bu mazlumlar, zalimlerden haklarını korumuşlardır.

Zamanımızda da bir sömürü bir zulüm düzeni hâkimdir. Nerede mazlum ve masum bir insan varsa onun ezildiğini, nerede bir Müslüman toplumu varsa, kuvveti üstün tutanlar tarafından işgal edildiğini sömürüldüklerini görmekteyiz. Afganistan, Doğu Türkistan, Arakan, Irak, Libya, Keşmir, Suriye bunlardan sadece görünenleri…

Hakk’ın bir özelliği de onun tek olmasına mukabil batılın çok çeşidi vardır. 2 kere 2’nin bir çözümü doğru olduğu halde, 2 kere 2’nin 3, 5, 300, 500 gibi milyonlarca yanlış çözümü vardır.

Fakat en tehlikeli batıl, Hakk’a en yakın ve ona benzeyen batıldır. Çünkü insanların elinde sağlam ölçüler yoksa bu benzeyen batılla hakkı birbirine her zaman karıştırabilirler.

Hakk’a bağlı insanların güçlendikleri ülkelerde, zahiren (görüntüde) hakka bağlı ama gerçekte işbirlikçiler emrine giren bazı insanlar, toplumu aldatmakta ve onların istismar edilmelerini sağlamaktadır. Bu durum güven duyulan idarecilerin kendi halkına yaptıkları bir ihanettir ve toplumda sosyolojik, ekonomik, ahlaki büyük yaralar açmaktadır.

Allah’ım bizlere; Hakkı hak bilip Hakka ittiba etmeyi (sarılmayı), batılı da batıl bilip, batıldan içtinab etmeyi (kaçınmayı), hakkı her şeyin üstünde tutmayı, her işimizde Hak ve Hakikate istinad etmeyi, Hak ve Hakikat karşısında teslim olmayı, her daim Haktan ve haklıdan yana olmayı, Hak ve hakikat uğruna mücadele edebilmeyi, cümlemize nasip eylesin. (Âmin)

HAKK’I, HAK BİLMEK…          

Derneğimizin Hayırda Yarışanlar Derneği (HAY-DER) üyelerine ve halka dönük yapacağımız sohbetlerin rastgele konuşmalar olmaması ve mutlaka faydaya dönük olması esas alınmış ve kim sohbet ederse etsin, sohbet konularının bir ölçü içerisinde kalması istenerek bir tasnif yoluna gidilmiştir. Bunun için de bu ölçülendirmeyi; “Hakk’ı hak bilmek…” olarak tarif ettik.

Bu söz aynı zamanda bir duadır (belki de duaların özüdür) ve aslı; “Hakk’ı hak bilip Hakk’a ittiba, Batılı da batıl bilip batıldan ictinap etmektir.” Yani, “Ya Rabbi… Bize, Hakk’ı hak olarak bilmemizi muvaffak kıl ve hakka bağlanmayı, Batılı da batıl bilerek ondan uzaklaşmayı nasip et” demektir.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.