DOLAR

34,3869$% 0.47

EURO

36,8522% -0.6

STERLİN

44,4374£% -0.14

GRAM ALTIN

2.968,04%-0,25

ÇEYREK ALTIN

4.977,00%-0,14

BİST100

9.184,82%2,67

BİTCOİN

2724980฿%3.61981

İmsak Vakti a 02:00
Giresun PARÇALI BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
X


YRP’den Deprem Raporu

Yeniden Refah Partisi (YRP) tarafından yayınlanan deprem raporunda şu bilgiler paylaşıldı:

DEPREMLE İLGİLİ ACİL ALINACAK TEDBİRLER

“Kahramanmaraş ilimizin Pazarcık ilçesinde meydana gelen ve AFAD verilerine göre 7,7 büyüklüğünde olarak tespit edilen, sonrasında meydana gelen depremlerden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi tekraren iletiyor, vefat edenlere Allah’tan rahmet, yaralı olarak kurtarılan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz.

Bugün de Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek genel durum hakkında bilgiler aldık ve Yeniden Refah Partisi olarak devletimizin ve milletimizin hizmetinde olduğumuzu, yaraların hızla sarılması için tüm teşkilatlarımızla üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu ifade ettik.

Yeniden Refah Partisi olarak, afetin ilk anından itibaren Genel Merkezimizde ve İl Başkanlıklarımızda acil kriz masaları oluşturulmuştur. AFAD ile gerekli koordine sağlanarak Kızılay’a kan bağışı yapılması, üyelerimizin ve teşkilat mensuplarımızın bölgede gereksinim duyulan iş makinalarının ivedi bir şekilde bölgeye sevk edilmesi, afetten olumsuz etkilenen vatandaşlarımızın başta temel ihtiyaç maddeleri olmak üzere, ihtiyaç duyabileceği insani yardım malzemelerinin bölgeye sevki sağlanmış ve bölgedeki gereksinimler tespit edilerek sağlanmaya devam etmektedir. Yetkili kuruluşlar ile gerekli koordinasyon sağlanarak ihtiyaç duyulan donanıma sahip olan teşkilat mensuplarımız da afet bölgesinde arazi çalışmalarına destek olmaktadır.

Enkaz altında kurtarılmayı bekleyen vatandaşlarımızın yanı sıra, afet bölgesinde yaraların hızla sarılması için ivedilikle hayata geçirilmesi gereken önlemler ve çalışmalar yapılması zaruret halini almıştır.

Bu kapsamda;

Afet bölgesinin OHAL bölgesi olarak ilan edilmesi geç alınmış olumlu bir karardır. Ayrıca, komşu il valilerinin bölgeye görevlendirilmesi yerine bölgeye merkez valilerinden daha fazla sayıda vali görevlendirilmesi daha doğru olacaktır. Komşu il valilerinin illerine dönerek yardım faaliyetlerini koordine etmesi en hızlı yardım gelmesi gereken komşu illerdeki lojistik hareketlerin etkinliğini artıracaktır.

Türkiye’de kayıtlı bulunan tüm karavanların geçici barınma ihtiyacını karşılamak üzere bölgeye sevk edilmesi de son derece önem arz etmektedir. Oluşturulacak bölgelere karavanlar konuşlandırılmalı, geçici barınma ihtiyacının bir kısmı bu şekilde karşılanmalıdır.

Güvenlik Kuvvetlerimiz oluşabilecek yağma, hırsızlık gibi durumları kontrol etmek ve genel asayişi sağlamak üzere bölgede aktif olarak görev almalıdır.

Yakın illerdeki uygun kamu görevlileri idari izinli sayılarak bölgedeki çalışmalarda görevlendirilmedir.

Tüm özel şirketlerin ve kamu kurumlarının iş makineleri çıkartılacak bir kararname ile istisnasız bölgeye sevk edilmelidir.

Çadır, konteyner, ısıtıcı, powerbank, kışlık giyim, battaniye ve gıda maddelerinde bölgeye sevk edilmek üzere yapılacak toplu alımlarda her türlü vergi kaldırılmalıdır.

Bölge illerdeki sağlam otellerin işletmesi OHAL kapsamında il valiliklerinin emrine tahsis edilmeli, geçici barınma ihtiyacının giderilmesi hususunda kullanıma sokulmalıdır.

Ülke sathındaki ambulanslardan bir kota ayrılarak ivedilikle afet bölgesine yönlendirilmeli bu sayede ağır yaralı bulunan vatandaşlarımızın afet bölgesinden tahliyesi ivedilikle sağlanmalıdır.

Cenab-ı Allah ülkemizi, milletimizi ve tüm insanlığı bu afetlerden muhafaza buyursun. Milletimize bir daha böyle ağır imtihanlar yaşatmasın inşallah. Bu deprem bizleri bir kere daha ülkemizin deprem bölgesi olduğu gerçeğiyle yüzleştirmiştir. Umuyoruz ki bir daha imar affı gibi düzenlemeler ülkemizde gündeme gelmez. Ayrıca depremde yıkılan binalardan numuneler alınarak sorumluluğu bulunanlar adalet önünde hesap vermelidir. Yıkılan yeni kamu binalarında kesin kabullerde kimlerin imzasının olduğu tespit edilerek denetim noktasında ihmalleri bulunanlar cezalandırılmalıdır.

Yeniden Refah Partisi olarak Aziz milletimize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygılarımızla arz ediyoruz.”

Dr. Fatih ERBAKAN – Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı

UNICEF ÜLKEMİZE SOKULMAMALI, ÇOCUKLARIMIZ RİSKE ATILMAMALIDIR

“Afet yönetimi, büyük risklerin yönetilme becerisidir. Afet yönetiminde barınma, beslenme ve güvenlik önemli üç başlıktır. Bu hususlarda gerekenler, resmi ve sivil toplum kuruluşlar arasındaki iş birliğine bağlı daha organize faaliyetlerin yürütülmesiyle hızlı bir şekilde yerine getirilebilir.

En önemli güvenlik sorunlarından biri de enkaz altından çıkan çocukların kaybolma riskinin olmasıdır.

UNICEF Sözcüsü James Elder, Türkiye’nin güneyini ve Suriye’nin kuzeyini vuran depremler ‘Binlerce çocuğu vurmuş olabilir’ açıklamalarında bulunmuştur.

UNICEF 2018 yılında barış güçleri tarafından cinsel istismara uğradığı iddia edilen çocuk kurbanlarla ilgili başarısızlıkları kabul etmiş ve arkasından çok sayıda istifa gelmiştir. Şimdi ‘çocuklarımızın ölüm istatistiklerini çıkarmaya çalışmaktadırlar!’

UNICEF’in 2018 yılında ortaya çıkan birçok skandal ile tescilli pedofili kişilikler ile dolu olduğu ve bu hususta organizasyonlar yaptığı ortaya çıkmıştır.

UNICEF tescilli Pizza Gate skandallarının başkahramanıdır!

Bazı haberlere göre, Türkiye ve Suriye afet bölgelerinde enkazdan kurtarma çalışmalarına katılmadıkları halde, bölgede bulundukları iddia edilmektedir.

İnsani Yardım Avukatı Andrew Macleod; “Bunu söyleyen sadece ben değilim. Birçok kişi, otuz yılı aşkın süredir çatışma ve doğal felaket bölgelerinde cinsel taciz ve çocuklara karşı cinsel istismar suçlarının işlendiğinin farkında, bunu da çok iyi biliyorlar.” açıklamasında bulunmuştur.

Eski Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan pedofili ile mücadele konusundaki başarısızlığını itiraf etmiştir. Ban Ki Moon da bu konuda benzer ifadeleri dile getirmiştir.

Tesa Arcilla, Euronews; “Sivil toplum kuruluşlarına yakın birçok kişinin bu olayların ‘açık bir sır’ olduğunu ifade etmesi sizce şaşırtıcı değil mi, peki neden bu olaylar uzun süredir dile getirilmedi.” ifadeleri ile uluslararası kamuoyunca cevap bulamayan sorulara bir yenisini eklemiştir.

Haiti depremi sonrası UNICEF’in gelmesiyle kaybolan/kaçırılan çocukların akıbetlerinin hala bilinmediğine yönelik çok sayıda haber ve iddia mevcuttur. Haiti’de büyük bir yıkıma yol açan depremden sonra ülkedeki yardım kuruluşları, öksüzleri çocuk tacirlerinden koruma mücadelesi içine girerken, tacirlerin lüks araçlarla havaalanına getirdikleri öksüz çocukları charter uçaklarına bindirdiğinden söz edilmiştir.

Wikileaks kayıtlarında, Hillary Clinton ve Clinton Vakfı’nın Haiti felaketinde, deprem bölgesindeki çocukları kurtarmak amacı ile topladığı ve daha sonra bu çocuklardan haber alınamadığı açıklanıyordu.

Durum böyle iken felaket sonrasında bölgeye gelen hiçbir UNICEF temsilcisine tek bir çocuğun bile emanet edilmemesi gerekir. Çocuklarımızın güvenliği bir ulusal güvenlik meselesidir.

Bütün bu gelişmeler ve sicili bozuk kuruluşların bölgeye doğru hareketleri, çocuklarımız hususunda güvenlik zincirinin oluşturulması gerektiğini gözler önüne sermiştir. Bölgede çocuklarımızın güvenliği adına gerekli tedbir ve önlemler ivedilikle alınmalıdır.”

Yeniden Refah Partisi Aile ve Sosyal Politikalar Kurulu

DEPREM FELAKETİYLE İLGİLİ HUKUKİ SÜREÇLER BAĞIMSIZ YARGI MARİFETİYLE BİLİMSEL YÖNTEMLER TAKİP EDİLEREK YÜRÜTÜLMELİDİR

“6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş ili Pazarcık ilçesinde, 11 ilimizi ve 13,5 milyon vatandaşımızı etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem meydana gelmiştir. Bu afetler sonucunda binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiş binlercesi yaralanmıştır. Enkaz altındaki vatandaşlarımızı kurtarma çalışmalarının devam ettiği bir süreçte, vefat eden, yaralanan, maddi ve manevi mağduriyetler yaşayan vatandaşlarımızın haklarının korunması ve sorumluların cezalandırılması amacı ile hukuki süreçlerin de başlatılması söz konusudur. Elbette yıkılan tüm binaların insan ihmali ile yıkılmadığı ve çok büyük bir afet yaşadığımız da bir gerçektir. Ancak sorumluların, yaşanan mağduriyetteki sorumluluk paylarının ne ölçüde olduğu, birtakım belgelerin incelenmesi ve hâlihazırda, henüz enkazlar kaldırılmadan, yıkıntıların adreslerin üzerinde olduğu bir zamanda yapılması önem taşımaktadır. Aksi takdirde sorumlulardan hesap sorulması için daha fazla süreye ihtiyaç duyulacak, belki de yasal boşluklardan kaynaklı olarak sorumlulardan hesap sorulamayacaktır.

Bu amaçla delil toplama sürecinde öncelikli olarak bilimsel süreçlerin takip edilmesi gerektiğinin altını çizmek istiyoruz. Bu amaçla inceleme ekiplerinde bilim adamlarının yanı sıra adli makamlar, uzman mühendisler, yapı malzemeleri uzmanları, jeolog gibi uzman kişi hüviyetine haiz gerekli meslek dallarını içeren kişilerin bulunmasının önemli olduğunu belirtiriz.

Yapılan incelemesinde; yapının mimari tasarımı, yapı malzemeleri, inşaat teknikleri ve yapı elemanları incelenmeli ve raporlanmalıdır. Fiziksel incelemede; yapıda bulunan fiziksel kanıtlar, deformasyonlar, kırılmalar ve yıkılmalar incelenmeli ve nedenleri tespit edilerek raporlanmalıdır. Belge incelemesinde; yapının tasarımı, inşaatı ve inspeksiyonları ile ilgili belgeler incelenmeli ve raporlanmalıdır. Yapı malzeme ve elemanlarından oluşan delillerin test ve analizlerinde ise laboratuvar testleri lisanslı merkezlerde, bilimsel yöntemler takip edilerek yapılmalıdır. Tespit ettikleri bulguların adli makamlarca kolaylıkla anlaşılacak şekilde açık ve detaylı bir rapor halinde sunulması önem taşımaktadır.

Bu incelemeleri ve raporlamaları içeren süreç, adli makamların depremde yıkılan binaların neden yıkıldığını tespit edebilmeleri için gerekli olan asgari adımları içeren genel bir yol haritasıdır. Bu asgari unsurlardan ödün vermemek üzere, adli makamların olaylara göre uygun bir yol haritası belirlemesi gereklidir. Böylece sorumluların kimler olduğunun ve sorumluluk oranlarının ne olduğunun belirlenmesi daha etkin olarak sağlanabilecektir.

Deprem faciası ile ilgili başlatılan hukuki soruşturmaların salahiyeti bakımından gerekli olan en önemli husus ise yargının kusursuz şekilde bağımsız çalışmasına izin verilmesidir. Kamu görevlilerinden, bağımsız denetçilere kadar; müteahhitlerden, yapıda izinsiz ve onaysız değişiklik yapan mülk sahiplerine kadar tüm kesimlerin bağımsız hukuki süreçlerden geçirilmesi önem arz etmektedir. Yargıda bağımsızlığın sağlanamaması durumunda, sorumluların belirlenememesi ve hukuksuzlukların ortaya çıkması söz konusu olacağı gibi aziz milletimizin ve yeni nesillerimizin hukuka güven, adalet ve dürüstlük gibi erdemler bakımdan bir kez daha yaralanmaları söz konusu olacaktır.

Bizler Yeniden Refah Partisi olarak; yaşanan bu acılı süreçte devletimize sadakat ve milletimize şefkat şiarıyla hareket etmekteyiz. Millet olarak yekvücut halinde acılarımızı paylaşıp, yaralarımızı sararken, yeni yaralar açılmaması için yetkilileri süreçte titiz davranılması ve yargının bağımsız bırakılması hususlarında uyarıyoruz. Yeniden Refah olarak, başlayan hukuki süreçlerin yakın takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygı ile beyan ederiz.“

Yeniden Refah Partisi Hukuk Politikaları Kurulu

ÜNİVERSİTELER ÖRGÜN EĞİTİMDE KALMALI, ÖĞRENCİ YURTLARI AÇIK TUTULMALIDIR

“Merkez üssü Kahramanmaraş Pazarcık olan ve bölgedeki 11 ilimizi etkileyen deprem felaketinin ardından, vatandaşlarımızın barınma ihtiyacını karşılamak üzere üniversite yurtlarının, depremzede vatandaşlarımız için barınma yerleri olarak belirlenmesi söz konusudur. Bu nedenle yükseköğretime uzaktan eğitim yoluyla devam edilmesi kararlaştırılmıştır.

Depremzede vatandaşlarımızın başta barınma olmak üzere elbette ki ihtiyaçlarının karşılanması çok önemlidir. Ancak birçok üniversite yurdu yapısı itibarıyla 6 ay veya 1 sene gibi uzun süreli aile konaklamasına uygun değildir. Birçok öğrenci yurdunda banyo ve tuvaletler ortak alanlar olarak düzenlenmiştir. Yurt binaları ise kız yurdu ve erkek yurdu gibi ayrıştırıldığından aile bütünlüğünün sağlanamaması söz konusudur. Aile bütünlüğü ve aile paylaşımı, bir arada olma duygusunun güçlendirilmesine yardımcı olması bakımından, geçirdikleri travmalar göz önüne alındığında depremzedelerimiz için en önemli psikolojik rehabilitasyon unsurlarından biri konumundadır. Bu nedenle öğrenci yurtları yerine depremzede vatandaşlarımızın mümkün oldukça evlerde barındırılmaları önem taşımaktadır.

Bu amaçla ivedilikle kamu bütçesinden depremzede vatandaşlarımız için kira ve eşya yardımı için ödenek ve destekler oluşturulmalı, ayrıca öğrenci yurtları yerine; müsait olan otellerin, öğretmenevleri, polis evleri, kamu misafirhaneleri gibi konaklama alanlarının kullanılması, kaliteli ve müstakil banyosu olan geçici konteyner kentlerin kurulması sağlanmalıdır.

İktidarın, depremzede vatandaşlarımız için kıyı bölgelerindeki otelleri kullanmamasını, turizm gelirlerine olan ihtiyacı ve bölgenin turizm ağırlıklı istihdam yapısını düzensizleştirmeme amacına bağlıyoruz. Ancak iktidarı milli eğitim ve öğretimle ilgili daha önce defaatle uyardığımız gibi yeniden uyarıyoruz, üniversitelerin açık tutulması ülkemizin en stratejik kaynağı olan gençlerimizle ilgilidir. Gelecekte mesleklerini tam olarak öğrenememiş, mesleğin pratiğinden yoksun olarak diploma sahibi olmuş gençlerimizin verimliliğe ve katma değere olan katkıları düşük kalacaktır.

İktidar, üniversiteleri tatil edip uzaktan eğitime geçmekle, üniversitelerin görevlerini yapmaya devam edeceğini varsaymaktadır. Ancak üniversitelerin sadece ders vermekten ibaret olmadığının altını çizmek gereklidir. Üniversiteler araştırma ikliminin oluştuğu, kültür alışverişinin yapıldığı, bilimsel bakış açısının, mesleki tecrübe ve deneyimlerin kazanıldığı, meslekler ile ilgili ahlaki değerlerin içselleştirildiği kurumlardır. Uzaktan eğitim kararı ile üniversite öğrencilerimizin bu kazanımlardan mahrum bırakılmaları söz konusu olacaktır. Belki öğrencilerimiz öğretim üyelerimizden mahrum kalmayabilecektir ancak öğrenciler arası etkileşimden, araştırma ikliminden ve üniversitelerin kendilerine sundukları diğer olanaklardan mahrum kalacaklardır. Hem öğrencilerimizi hem de ülkemizi telafisi mümkün olmayan sonuçlara sevk edeceği görünen bu kararlardan geri dönülmelidir. Böylece, pandemi döneminde üniversitelerde uzaktan eğitim ile açılan yaraların daha derinleşmesinin önüne geçilmelidir.

Deprem bölgesinde bulunan 285 bin üniversite öğrencisinin, puanı ile eşdeğer olan üniversiteler arasından istediğine yatay geçiş yapması sağlanmalıdır. Benzer uygulamalar Ukrayna – Rusya Savaş döneminde yapılmıştır. Bu kapsamda tüm öğrencilerimizin örgün öğretimde kalmaları, diploma sonrası mesleki bilgi, tecrübe ve deneyim yoksunluğu yaşamaları önlenmelidir.

Bu kararları, iktidarın içerisinde bulunduğu olumsuz ortamda düşünmeden aldığı açıktır. Bu nedenle iktidar, yükseköğretim ve öğrenci yurtları ile ilgili almış olduğu kararları yeniden gözden geçirmelidir. Kamuoyuna saygı ile beyan ederiz.“

Yeniden Refah Partisi Milli Eğitim ve Yükseköğretim Politikaları Kurulu

DEPREM BÖLGELERİNDE AÇIK HAVA DEPREM MÜZELERİ OLUŞTURULMALIDIR

“Yaşamış olduğumuz deprem felaketinin halen arama kurtarma aşamasında olduğumuz bir süreçteyiz. Devletimiz ve milletimiz tek vücut olarak depremden zarar gören vatandaşlarımızın yaralarını sarma gayreti içerisindedir. Elbette bu yaraların bütünüyle sarılması mümkün değildir. Ancak bir daha yaşanmaması için yapabileceklerimiz mevcuttur. Bunlardan birisi de yaşadıklarımızı gelecek nesillere tecrübe olarak aktarmak, bu felaketi neden-sonuç yaklaşımı içerisinde milletimizin hafızasında kurumsallaştırmaktır.

Bugün Berlin’de Berlin Deprem Duvarı’nın belirli bir kısmı o dönemdeki yanlışların tekrarlanmaması ve üzüntülerin yeniden yaşanmaması için yerinde bırakılmıştır. Paris’te ve birçok Avrupa şehrinde 2. Dünya Savaşı’ndaki işgal izleri toplumsal hafızayı dinç tutmak üzere sergilenmektedir. Ülkemizde 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşamış olduğumuz FETÖ Hain Darbe Girişimi ile alakalı olarak toplumsal bilinci artırmak üzere müzeler ve sergiler açılmış, birçok ilçemizde tankların ezdiği araçlar camekânlarda sergilenmektedir. Benzer bir şekilde 13,5 milyon vatandaşımızı etkileyen ve millet olarak hepimizi derinden yaralayan deprem felaketinin izlerinin de unutulmaması gerektiğini düşünüyoruz.

Arama kurtarma sürecinin tamamlanmasının sonrasında, her ilimizde depremin yoğun olarak yaşanmış olduğu bölgeler içerisinde belirlenecek geniş alanlarda, deprem afet izlerini barındıran açık hava deprem müzelerinin oluşturulmasını öneriyoruz. Bu açık alanın müze olarak ilan edilmesi ve yıkılan binalardan, araçlardan, parçalanan yollardan, bükülen tren raylarından buralara konularak sergilenmelidir. Yıkıntıların altında halen insanlarımız olduğu için elbette enkazın tamamı kaldırılacaktır. Ancak enkazın belirlenen kısmının bir açık hava deprem müzesi oluşturmak için muhafaza edilmesi gereklidir. Bu enkazın tamamı, deniz dolgusu olarak kullanılmamalı veya belirlenmiş vadi alanlarına boşaltma yapılarak, deprem hafızamız silinmemelidir. Bu açık hava deprem müzelerinin yanına depremle ilgili deneylerin yapılabileceği bilim merkezlerinin, sinevizyon alanlarının, deprem simülasyonlarının ve fotoğraf galerilerinin tesis edilmesini önermekteyiz. Bu hususta Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yanı sıra, Milli Eğitim Bakanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ortak bir çalışma yapmasını öneriyoruz. Ayrıca bu müzelerde yayınlanacak kısa belgeseller için TRT televizyonunun görevlendirilerek özel amaçlı çekimler yapmasını tavsiye ediyoruz.

Nesillerimizin bilinçlenmesine, deprem bölgelerinde acı sonuçlarını gördüğümüz suiistimallerin tekrar etmemesine katkısı olacağını düşündüğümüz açık hava deprem müzesi önerimizin depremi yaşadığımız illerde ve enkazın taşınması suretiyle deremin yaşanmadığı çeşitli illerde hayata geçirilmesi için zaman kaybetmeden planlama yapılmalıdır.”

Yeniden Refah Partisi Milli Eğitim ve Yükseköğretim Politikaları Kurulu

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.