41,9390$% 0,23
48,8337€% 0,44
55,9633£% 0,24
5.446,94%-1,76
9.365,00%-2,42
10.905,49%-0,33
4839404฿%2.56201
Gerçekten, özellikle sosyâl medyayla berâber söylemek noktasında ilgili – ilgisiz, yetkili – yetkisiz herkes allâme kesildi. Okumanın, tecrübenin, uzmanlığın hiçbir anlamı kalmadı. Dolayısıyla eyleminde olmayanlar da söylemde herkesi geçti; öyle ki insanları paylaşım ya da yazılarından tanıdıysanız, bir gün bir yerde karşılaşınca ya da bir âile fotoğrafı paylaşınca; “aaaa, bu muydu?” diyorsunuz.
Her neyse; bu sözler öylelerine olmalı; buyrun:
SANA GEREK YOK!!!
“Allah dinini kendisi korur, sen yeter ki doğru yaşamasını bil…
Dinine halel getirecek davranışlardan uzak dur yeter.
Naif ol, dürüst ol, ahlaklı ol, erdemli ol yeter ki…
Başkalarına ayar vermeyi, zanlarınla beslenmeyi bırak gayrı…
Sen kötü olma ki, kötüler azalsın. Yaşamadığın şeylerin savunusunu yapmaktan vaz geç, olmadığın gibi görünmek riyakârlığıyla kandırma insanları…
Ne tevazu var içinde, ne de zarafet… Ama öyleymiş gibi yapıyorsun, ne kadar büyük bir ikiyüzlülük oysaki…
Disiplinli, düzgün, örnek bir hayatın yok ama senden daha iyisi de yok değil mi!
Bir gün olsun elinde Kur’an’ı gören yok, sevdiğini iddia ettiğin Hz. Peygamber (S.A.V)’in bir hadisini dahi bilmiyorsun, O’nun arkadaşlarını merak edip bir kez olsun araştırmamışsın, sen mi savunacaksın şimdi İslâm’ı, Müslümanlığı…
Hayatın akıp gidiyor sütliman.. İhaleyi ganimeti, keyfi ve eğlenceyi bırakmıyorsun maşallah kimseye…
Dünyan cennetin olmuş farkında değilsin! Ve farkında değilsin kaybettiğin hiçbir şeyin…
Camide cemaatte, fakirin yetimin yanında, iyiliğin muhabbetin ortasında değilsin ama çok şükür Müslümansın yine de…
Din seninle güzel diyebilseydim keşke!!!” (Kerim Aral)
MANİSA’DAN İKİ ÖRNEK
Ama bu noktada hiç iddiası olmayıp işini yapanlardan ve de işini iyi yapanlardan müstesnâ örnekler de yok değil. Belki onların medya hesapları da yoktur.
İşte iki örnek:
YÜZ AYDINLIĞI; MÜCESSEM İYİLİK
Erol Gökmen, Gördes’te tanıdığım en iyi esnaflardan biriydi. Kahtı rical dönemlerinin yüz aydınlığıydı. İyiliğin mücessem haliydi. Güler yüzün, alçak gönüllüğün, güvenin timsaliydi.
Yedi yıl önce tanışmıştık. Köyde yapmaya başladığım ev inşaatının elektrik işlerini ona vermiştim. O günden beri bana bir telefon kadar yakın olmuştu.
HEP MÜTEVÂZI, DİĞERGÂM
Ara ara dükkânına uğrar hal hatır sorardım. O hep mütevazı, hep diğergam ve hep mütebessimdi.
Akşam duydum sırlandığını. Eminim giderken yüzlerce insanın yüreğinden de birer parça götürdü.
Çok üzüldük. Geç vakit aile efradıyla oturmuş bu konuyu konuşuyorduk ki torunum, “Allah çok kötü diyorum size” deyiverince irkildik.
NİYE BU KADAR KISA?
Oğlum, “iyiler niye bu kadar kısa yaşıyor” diye sordu akabinde. Daha kırkına ulaşamamıştı Erol.
Sorular, sorular, acılar ve sorunlar!
Bugün ölüm hakkında konuşmayacağım, yazmayacağım. Bugün ölüm konuştu. Hem de acımasız bir üslupla. Bize dinlemek düştü.
GEÇİŞTİRİLECEK BİR KİMSE DEĞİL
Ama Erol böylesine üç beş satırlık dağınık, kırık dökük cümlelerle geçiştirilecek bir insan değildi.
Yardımseverliği bilhassa esnaflığı veya bir bütün olarak insanlığı mumla aradığımız bir çağda geleceğe umutla bakmamızı sağlayan güzel insan,
Ruhun şâd olsun.” (MehmetÇAVUL)
İZMİR, ÇEŞME, MANİSA
Eski Manisa valisiydi.
“İtibardan tasarruf olmaz” diyenlere….
Yıllar önce, İzmir ile Çeşme arası seyahat eden bir minibüsü, polis kimlik kontrolü için durdurur.
AYAKTA SEYAHAT!
Ayakta seyahat eden bir bey’in kimliğine bakan polisler dona kalır.
İçişleri Bakanlığı tarafından verilen kimlikte, “Bilecik Valisi” yazmaktadır.
İlk şaşkınlığı atlatan polisler,
“-Sayın Valim sizi biz götürelim” teklifinde bulunsalar da;
-“Teşekkür ederim. Tatildeyken, devletin aracına binmem” yanıtını alırlar.
BİLECİK, ERZİNCAN, ANKARA
Görev yaptığı, Bilecik, Erzincan, Manisa illerinde sabahları makama yürüyerek giden, Ankara’ya valiler toplantısına kendi biletini alarak otobüsle giden, gazeteci Saygı Öztürk’ünde ağabeyi, emekli vali Refik Arslan Öztürk vefat etti❗
EDEBÂLÎ TÜRBESİ, GÜL – GÜLİSTAN ÇEVRESİ
Not: Bildiğimiz kadarıyla Şeyh Edebali Türbesi’nin yenilenmesi çevre düzenlenmesinde çokça katkısı vardı. Allah rahmet eylesin… Âmîn…
EVVELÂ DİL, SONRA SÖZ
İbrahim Desûkî (R.A) şöyle buyurmuştur:
“Kur’ân okumak isteyen kimse, evvelâ dilini kötü sözlerden temizlemelidir. İsrafa kaçmamalı, haram ve şüphelilere karşı teyakkuz hâlinde olmalıdır. Şayet bunlara dikkat etmezse, Kur’ân-ı Kerîm’e karşı edepsizlik etmiş olur…”…
EDEB RİÂYETİ, CUMÂ BEREKETİ
Yukardaki müşahhas örnekleri de göz önünde bulundurarak, edebe riâyetle söylemi ve de eylemiyle bizden sonrakilere örnek olacak bir hayâta bizleri muvaffak kılması niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor,
Cuma gününün feyz ve bereketi ümmeti Muhammed’in üzerine olsun diyor, cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes’selâm…
Yedi Kızlar Câmisi; Kim Vatanın Hâmîsi?