DOLAR

38,7733$% 0.02

EURO

43,0891% -1.36

STERLİN

51,1728£% -0.85

GRAM ALTIN

4.032,00%-2,68

ÇEYREK ALTIN

6.651,00%-1,71

BİST100

9.747,07%3,80

BİTCOİN

3946713฿%-2.53816

Sabah Vakti a 02:00
Giresun KAR YAĞIŞLI -1°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
X
Nuri Kahraman

Nuri Kahraman

09 Mayıs 2025 Cuma

    Köy Günleri

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Yalnız oyunu bilirdik

    Ne güzeldi köy günleri…

    Keçi-koyunu bilirdik

    Ne güzeldi köy günleri…

    X X X

    Dede-nine, konu-komşu

    Sütle yoğurt, ayran, turşu

    Eksik olmaz kurdu-kuşu

    Ne güzeldi köy günleri…

    X X X

    Kedimiz hem köpeğimiz

    Unumuz, hem kepeğimiz

    Kundak, beşik; bebeğimiz

    Ne güzeldi köy günleri…

    X X X

    Ana-baba başımızda

    Kaynak suyu aşımızda

    Sayılar, az yaşımızda

    Ne güzeldi köy günleri…

    X X X

    Abla, kardeş; torun-torba

    Aynı kap, ortada çorba

    Haydi, bir yarış kaşıkla

    Ne güzeldi köy günleri…

    X X X

    Dar gelirdik sofralara

    Keş koyardık torbalara

    Fır koşardık tarlalara

    Ne güzeldi köy günleri…

    X X X

    Havada kuş, suda balık

    Yollar-izler kalabalık

    X X X

    İnek-dana otlatırdık

    Fıraklıdan atlatırdık

    Bitlerini çıtlatırdık!

    Ne güzeldi köy günleri…

    X X X

    Yamaç-bayır kaykınırdık

    Çarşılara öykünürdük

    Set üstünde söykenirdik

    Ne güzeldi köy günleri…

    X X X

    Sonra o okul yolları

    Uçardık açar kolları

    Rengârenk meyve dalları

    Ne güzeldi köy günleri…

    X X X

    Erik, kiraz, muşmula, dut

    Telde üzüm, dalda armut

    Ben atayım, sen yerde tut

    Ne güzeldi köy günleri…

    X X X

    Elmalar sarı, kırmızı

    Düşürür rüzgârın hızı

    Kar çiçekler kışımızı

    Ne güzeldi köy günleri…

    X X X

    Fındık, ceviz, hem kestâne

    Çocuklar toplar mestâne

    Ne dispanser, ne hastâne

    Ne güzeldi köy günleri…

    X X X

    Ne olduysa oldu sonra

    İlk bitti başladı orta

    Lise sonrasını sorma

    Ne güzeldi köy günleri…

    X X X

    Yavaş yavaş kopup gittik

    Gurbetlere gurbet kattık

    Sizce biz iyi mi ettik?

    Ne güzeldi köy günleri…

    X X X

    Köyler şimdi bir nostâlji

    Artık var mı gelin alçı?

    İyice şaştı her ölçü!

    Ne güzeldi köy günleri…

    X X X

    Dönmez, kime etsen minnet

    Mevlâ lûtfederse cennet

    Ümîdimiz tek o rahmet

    Ne güzeldi köy günleri…

    Devamını Oku

    Ah Ordu; Sen Varsın Ya!

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Her yerin bir sultânı var;

    Ordu’nunki kim acaba?

    İstanbul’da Eyüp Sultan

    Hacı Bayram Ankara’da…

    X X X

    Bursa’nınki Emir Sultan

    Mevlânâ Rûmî Konya’da

    Ahmed Yesevîler mevcut

    Türkistan’da, Buhârâ’da…

    X X X

    Aziz Mahmud Hüdâyî’miz

    Kâlbimizde, Üsküdar’da…

    Yok mu benzer, ya da gibi

    Şuralarda, bu civârda?

    X X X

    Giresun’da Seyyid Vakkas

    Lüleburgaz Zindan Baba

    Doğu, ne batı boş değil;

    Nereyi istersen ara…

    X X X

    Hayreddin Tokâdî mâlum;

    Sivas’ta Şems-i Sivâsî…

    Ünye’de Yunus Makâmı

    Fatsa’da Baba Hulusî…

    X X X

    Gönül ehli sultanlar hep

    Anadolu’da, her yerde

    Burda da olmalı mutlak;

    Bizim sultânımız nerde?

    X X X

    Bir yabancı gelip sorsa;

    Her şehirde var diyerek!

    Bir Türk-İslâm toprağısın;

    Değil mi bir cevap gerek?

    X X X

    Maalesef ki ilk anda

    Yoktur bir cevap, verecek

    Göze çarpan ve âşinâ;

    Meşhur bir yer, gösterecek!

    X X X

    Evet, bir Buharalı Şeyh 

    Var stadın oralarda

    Niye gelmiş Kafkaslardan;

    Ne aramış buralarda?

    X X X

    Mekke, Medîne dönüşü

    Gelip de burayı bulmuş;

    Ordu, Buharalı Şeyh’in,

    Yeni Medînesi olmuş…

    X X X

    Şems’i olmuş yöremizin

    Aydınlatmış baştankara

    Buharalı şeyhle Ordu 

    Bir, medîne-i Buhârâ…

    X X X

    Yanındaki müritlerle

    İrfan kaynağı civâra

    Bir türbesi olmasa da

    Varabilirsin mezara…

    X X X

    Aslında her bir sultanın

    Vardır her yerde türbesi

    Ordu’ya mahsus özellik;

    Burda bulunmaz behresi!

    X X X

    Hattâ diğer şehirlerde

    Merkez muhittir çevresi

    Câmi, türbe; bir külliye

    Bambaşka şehrin çehresi!

    X X X

    Nerde Ordu’nun ricâli?

    Yok mu bir ecdâd ahfâdı?!

    Neden acep bu şehrin de

    Bir dertlisi hiç olmadı?

    X X X

    Neler neler yapılmadı;

    Kaç trilyonluk hizmetler!

    Ne zaman, az da özüne;

    Dönecek bizim Mehmetler?

    X X X

    Kendisi, ecdâdı için

    Bu işlere girişecek

    Halkın ve Hakk’ın katında

    İltifata erişecek…

    X X X

    Anılacak asırlarca

    Kalıcı bu eseriyle

    Duâlarda yer bulacak

    Kâlplerd4eki değeriyle

    X X X

    Biraz da irfâna hizmet

    Bekliyoruz büyüklerden

    İmkânı yok başka türlü;

    Kurtulmak ağır yüklerden!

    X X X

    Allâh sorar, ecdad sorar

    Sorgu hepimizi yorar

    Orda kurtarmaz kimseyi

    Kalabalık konuşmalar…

    X X X

    Ondan çekindim, yok bundan!

    Öyle ya; olurum undan!

    Daha çok Hakk’tan korkmalı;

    Fânilerden korktuğundan!

    X X X

    Yatırımlar hep maddeye

    Süsler-püsler; her caddeye

    Biraz da mânâ denseydi

    İş gelmezdi bu raddeye…

    X X X

    Ortalığın hâli belli;

    Her tarafta çiftetelli!

    Yârın bizi kurtaramaz

    Olmalar çok kerli-ferli!

    X X X

    Sözün özü, bu noktada;

    Bir fırsat doğdu ricâle

    Millet Bahçesi bir şanstır;

    Üstümüzde, bu ihâle…

    X X X

    Ordu’nun, çok ihtiyâcı;

    Böyle kültürel merkeze

    Bir Hacı Bayram misâli

    Mânevî uğrak herkese…

    X X X

    Bir milyona varan nüfus

    Var onbinlerce talebe

    Bu gençler nereye gider

    Paydos edince mektebe

    X X X

    Gerekmez mi nezih yerler;

    Millî-mânevî mekânlar?

    Çok düşünmek gerekmez mi;

    Harcanırken hak imkânlar…

    X X X

    Bunlara gönül verecek;

    Hiç mi vatan evlâdı yok?

    Öyle değil mi sizce de?

    Ordu mânâda çok mu tok?

    X X X

    Bu bir özge dert sizlere

    Sözüm değil dertsizlere

    Elbette değil, şuursuz;

    Öz yurdunda yurtsuzlara!

    X X X

    Lâkin; vatansa, bayraksa

    İlgililer dönüp baksa

    Bahçesi’nin has yerine

    Millet’e eser bıraksa…

    X X X

    Ordu’nun Gönül Sultânı

    Bir Şeyh Şâkir Külliyesi

    Mescid, Eyvan, Kütüphâne

    Şehre alem bir türbesi…

    X X X

    Yakışmaz mı orta yere?

    Allâh için bir söyleyin!

    Bunu görmemek vebâldir;

    Siz her ne, derseniz deyin!

    X X X

    Hep ölüp de gideceğiz;

    Allâh’a ne diyeceğiz?

    Korktuklarımıza değil;

    Hakk’a hesap vereceğiz!

    X X X

    Şehir değil mi emânet;

    Ya şu neslin istikbâli?!

    Hatırını es geçenin,

    Hakk katında n’olur hâli?

    X X X

    Nûrâni’den söylemesi

    Sizden tatbik eylemesi

    Gönül sultânı diyoruz;

    Değil gönül eylemesi!

    X X X

    Kaç yıllardır yazıyoruz;

    Artık bizden gitti vebâl

    Dileğimiz güzel olsun;

    Hem bugün hem de istikbâl…

    X X X

    Dediklerimiz hep hayır;

    Hak katında sevap işler…

    Kalem yalnız yazan değil

    Yapanlar için de işler…

    X X X

    Güzel değil midir dostlar;

    Hepimiz kârda olalım?

    Gönül sultanlarımızla

    Civâr-ı yârda olalım…

    X X X

    Bundan büyük pâye mi var;

    Müslümanım diyen için?

    Kulak ardı edenleri

    Geçiniz efendim, geçin!

    X X X

    Derdi olanlar dertlenir

    Sâihip çıkar da yurtlanır

    İnandığı dâvâ için;

    Yeri gelince sertlenir!

    X X X

    Böyle yürür Hak dâvâlar

    Çilesiz, dirençsiz olmaz

    Fırsatı fırsat bilelim;

    Bu günler kimseye kalmaz!

    X X X

    İnşâllâh, İnşâllâh dostlar

    Lâyık kul, ümmet olalım

    Peygâmber’in huzûrunda

    Ebedî huzûr bulalım…

    ***   ***   ***

    NOT: İlk yayın Tarihi 19.05.2022 olan bu şiiri; ORDU MİLLET BAHÇESİ’nin yapımına başlanması vesîlesiyle 3 yıl aradan sonra yeniden arz etmiş olduk. Umarız, inşâllâh beğenmişsinizdir wes’selâm…

    Devamını Oku

    Aile Ger(ç)eği…

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Âileler zenginleşti dev(!) oldu

    Çocuklar ayrılıp ayrı ev oldu!

    Öz irâdemizle biz yaptık bunu

    Gerçeği söylemek bir görev oldu…

    X X X

    İçiçeyken mâsûmâne kopanlar

    Serbestliği tadıp keyfi kapanlar

    Ana yoldan, döne yola sapanlar

    Onlar için eski, bir alev oldu!

    X X X

    Hâlbuki gerçek ne, hele bakınız;

    Bizler âile olarak takımız…

    Baba güneş, anne ay, çocuklar yıldız

    Dedesiz, ninesiz torunlar yalnız…

    X X X

    Kalabalık, kum misâli bir yığın

    Âilesiz fertten Allâh’a sığın…

    Hem o, temelidir sosyâlitenin

    Hem de aslı, insanda kalitenin…

    X X X

    Sıkı bir bağdır hem, olmayan kopuk!

    Savrulmaya mahkûm, âdetâ köpük!

    Ayrıca, birlik-dirliğin kaynağı

    Toplama sütlerin yenmez kaymağı…

    X X X

    Nüvesi vatanın, ülkenin, yurdun

    Onun varlığıyla devletler kurdun

    Selçuklu, Osmanlı birer ocaktı

    Asırlarca mazlumlara kucaktı…

    X X X

    Âleme nizam verdi adâletle

    Âileden gelen bir asâletle

    Onunla durdu hep millet ayakta

    Onunla yürüyor huzur sokakta…

    X X X

    Rûhuna kasdedenler de gördüler

    Boşuna mı Osmanlı’yı sürdüler?

    O âile, o çınarın köküydü

    Allâh için deyin; nesi kötüydü?

    X X X

    Demekki âile çok çok önemli

    Üç kıtâ yetimler gözleri nemli!

    Sonra yerlerine gelen kimlerdi?

    Kimlere kalanlar, nere giderdi?

    X X X

    Âilesiz millet kimlere kaldı?

    Ondan sonrasında nasıl yol aldı?

    Ne idüğü belirsiz, bet ellerde

    Öz vatanı; ama, gurbet ellerde!

    X X X

    Savruldu bir o yan, bir bu yanlara

    Bu çok büyük bir ders, anlayanlara…

    Gerçek anlamda toparlanmak için,

    Muhtacız, gözünden damlayanlara!

    X X X

    Âile ki; devletin özü, cevheri

    Cemiyetin örfü, hem karakteri

    Gösterir tavrını gelince yeri

    Halkın maddî, hem mânevî değeri

    X X X

    Ahlâkın, geleneğin mihenk taşı

    Onsuz milletlerin bozulur başı…

    Onun için krallıklar yaşıyor

    Milletinin hassasını taşıyor

    X X X

    Batı mâlum, âileler devlettir

    Bizdeyse sürgün, hayret ki hayrettir!

    Elbette biliyoruz bu düşmanca

    İşbirlikçi hâinlerce gayrettir…

    X X X

    Şimdi sıra taşrâ âilelerde

    Başa açılacak gâilelerde!

    Gelin dostlar, buna vermeyelim ön

    Bu gidişle zîrâ, kalmayacak gön!

    X X X

    Sâhip çıkalım âileye, nesle

    Yeniden dönelim başa hevesle

    Âile merkezli toplum olalım

    Hâneler canlansın, cıvıldayalım…

    X X X

    Âile olmazsak gâile olur

    Sulh gider, herşey nizâ ile olur!

    Âilen olmazsa nüfûsun olmaz

    Âilen olmazsa nüfûzun olmaz!

    X X X

    Ne, dünyâ yüzünde bir ağırlığın

    Ne de âhirette bir uğurluğun!

    Zîrâ Efendimiz kesret bekliyor

    Ümmet de kudrete hasret bekliyor…

    X X X

    Birlik-berâberlik, dirlik-düzenlik

    Kâlp-kâlbe olmadan olmaz hiç şenlik

    Büyük bayram için büyük âile

    Gönül coğrafyamız maa-âile…

    X X X

    Haydi millet, haydi ümmet elele

    Artık irâdeyi alalım ele

    Haydi başlayalım iştihâ ile

    Haydi başlayalım Bismillâh ile…

    Devamını Oku

    Şeyh Şâkir

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Ordu’da bir Buhârâlı

    Şeyh Şâkir’dir adı-sanı

    Melâl yüklü hikâyesi

    Duygulandırır insanı…

    X X X

    Osman Paşa Tekkesi’nde

    Osmanlı Kâdirî şeyhi

    Gönül eri olduğunca

    Hem, ayrıca kılıç eri…

    X X X

    Sivastopol Harbi mâlum

    Cihâd etti; “Allâh! Allâh!”

    Hayâtının gâyesi, hep

    İ’lâ-yı kelimetullâh…

    X X X

    Haccını edâdan sonra

    İstikâmet oldu Ordu

    Buhârâ, Mekke, Medîne

    Hayât sürüp gidiyordu…

    X X X

    Bir Türkistan Âlp-ereni

    Ahmet Hoca çınarından

    Anadolu Coğrafyası

    Gıdâlanır pınarından…

    X X X

    Bir ışıktı insanlara

    İlim, edep, ahlâkıyla

    Göçüp gitti bu âlemden

    Pâk alınla, yüz akıyla…

    X X X

    Nice müritleri oldu

    Hak için Allâh yolunda

    Şimdi yine berâberler

    Kimi sağ, kimi solunda…

    X X X

    O gün, bugün hep ziyâret

    Edilir mânâ hazzıyla

    Mevlâ’dan, mahşer gününde

    Berâberlik niyâzıyla…

    X X X

    Muhammedi muhabbettir

    Allâh dostlarına sevgi

    Bu herkese nasîp olmaz

    Bahtlı insanlara vergi…

    X X X

    Ordu’da mânevî merkez

    Âsûde, sessiz-sedâsız

    Sevgi, ilgi, aşk bekliyor

    İçten, gönülden, riyâsız…

    X X X

    Şehrin kâlbi, yüreğidir

    Hem, beldemizin sultânı

    Her kim ki vefâ gösterir

    Olur gönül kahramânı…

    X X X

    Yâ Rabb; sevdir dostlarını

    Biz de dostların olalım

    Rasûlüne komşuluğa

    Giden yolları bulalım…

    X X X

    Şeyh Şâkir gerçek bir değer

    Ne mutlu idrâk edene

    Onu tanımak, tanıtmak

    Hizmet yoluna gidene…

    X X X

    Dâvâsını, sevdâsını

    Anlayıp ta anlatana

    Böylelikle Ordu’suna

    Vasıf, hem değer katana…

    X X X

    Onu şehre yıldız diye

    Ufukta bayrak yapana

    Bir güzel insan örneği

    Olarak başa alana…

    X X X

    O zaman kurtulur şehir

    Duru akar dere, nehir

    Temizlenir madden-mânen

    Hayât olmaz zıkkım-zehir!

    X X X

    Birgün gelir anlaşılır

    Cümle engeller aşılır

    Kabristanlıktan türbeye

    Külliyeye ulaşılır…

    X X X

    Hacı Bayram misâl yâni

    Etrâfıyla irfan, kültür

    Kâlpler orda birleşiyor

    Muhabbetler püfür püfür…

    X X X

    Nûrânî, sen görür müsün?

    Hiç ihtimâl verir misin?

    Elbet; hem yapan kazanır

    Dostluğunu Şeyh Şâkir’in…

    X X X

    Mevlâ, Şeyh Şâkir kulunu

    Habîbine habîb kılsın

    Bizlere de, külliyesin

    Görmeleri nasîp kılsın…

    X X X

    Âmîn, Âmîn, Âmîn, Âmîn

    Bi hürmeti Tâhâ, Yâsîn

    Bu bir muhabbet kervanı

    Kimse dışarda kalmasın!…

    Devamını Oku

    Bizim Neslin Ağır Sıkleti Süleyman Ağabey de Hakk’a Yürüdü…

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Samsun’da başlayıp Ordu’da bitirdiği İmam-Hatip Okulu ilk mezunlarımızdan, bizim kuşağın öncü isimlerinden; yaşı, kilosu ve genel sağlık durumunun bârizliğine rağmen, ülkemizin neresinde yapılırsa yapılsın ÖNDER Kurultaylarımızın müdâvim ve renkli sîmâlarından, ağır ağabeyimiz, ORİMDER Başkan Yardımcısı, Ünye’de ikâmet ettiği hâlde Ordu merkezdeki toplantılara katılmayı şiâr edinen ve diğer üyeleri her anlamda motive eden, İmam-Hatip ve hizmet sevdalısı, câmiamızda güreş kültürü ve pehlivanlığıyla da meşhur, bu konuda bir çok hâtırasını köşe yazılarıyla paylaşan emekli imam, sendikacı, hoş sohbet, toplumda sevip-sayılan, nüktedan, gönül insanı Süleyman Aydın MEMİŞOĞLU Hocamız sabaha karşı vefat etmiş olup, cenâzesi Ünye / Yüceler Câmii’nde ikindiyi müteâkip kılınacak namazın ardından âile kabristanlığında toprağa verilecektir.

    DOST CANLISI, VEFÂLI, ÖZLENEN, DÂVÂ ÂŞIĞI

    Yine, mezunlarımızdan, emekli İmam-Hatip, merhûmu çok sevip-sayan, muhabbetini hep özleyen, birlikte çok yol arkadaşlıkları yaptıkları Hacıbey VAROL Kardeşimiz bakınız Süleyman Ağabey’in vefatını, hangi cümlelerle, nasıl duyuruyor:

    “Ünyeli, Ordu İmam Hatip Lisesi mezunu, emekli imam hatip, ORİMDER Yönetimi üyesi, iyi bir abi, iyi bir dost, insan sevdalısı, imam hatip âşığı, vefasına hayran olduğum, yol arkadaşlığına doyulmayan Ünyeli Süleyman, ORİMDER’in pehlivan Süleyman’ı, değerli insan abimizin vefatını şimdi öğrendim. Gönül dostlarımız birer fatiha okur muyuz! Çok samimi bir insandı. Allâh c.c. rahmet eylesin…”

    İmam-Hatip Derneklerinin çatı kuruluşu ÖNDER’den gelen mesaj da şöyle:

    “ENERJİK, MÜCÂDELECİ, GAYRETLİYDİ”

    “Allâh rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun inşallah.

    İleri yaşına rağmen, enerjisini kaybetmeyen, mücadeleci ve gayretli oluşuna şahitlik ettik.

    Değerli dostumuzu kaybetmiş olmanın hüznü içindeyim. Başımız sağ olsun…”

    [Ömer CEYLAN; ÖNDER Başkan Yardımcısı]

    YAZILARI DA, HÂTIRALARI DA ÇOK

    Biz de tekrar Allâh C.C. rahmet eylesin, mekânı cennet olsun diyoruz. Kendisiyle, başta bu kurultay yolculuklarındakiler olmak üzere çok berâberliklerimiz oldu. Rabbimiz, öncelikle âilesi olmak üzere tüm yakınları ve sevenlerine sabr-ı cemîller ihsân buyursun.

    ÖLMÜŞLERİMİZİN AFVI, MAZLÛMLARIN KURTULUŞU

    Câmiamızın başı sağolsun diyor, Gazze için ülke çapında büyük yürüyüşlerin de yapıldığı bu duâ ve niyâz gününün Doğu Türkistan, Arakan, Keşmir gibi tüm mazlûm diyârların kurtuluşu ve tüm ehl-i îmân ölmüşlerimizin affına wesîle olması temennîsiyle cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes’selâm…

    Devamını Oku

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.