Marmara Depremi ve Yuvamız – Giresun Kerasus Haber
DOLAR

41,9404$% 0,35

EURO

48,7934% 0,67

STERLİN

55,8604£% 0,47

GRAM ALTIN

5.544,31%-0,50

ÇEYREK ALTIN

9.593,00%-0,02

BİST100

10.941,79%3,14

BİTCOİN

4679601฿%0.40335

Sabah Vakti a 02:00
Giresun HAFİF YAĞMUR
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a


Marmara Depremi ve Yuvamız

1999 yılının 17 Ağustos’u. Marmara Bölgesi’nde Yalova, Bursa, İstanbul, Kocaeli ve Adapazarı gibi illerimizi sarsan çok büyük bir depremin olduğu gün.  Yüzlerce ev ve işyeri yıkılmış, bu yıkıntıların altında binlerce insan kalarak can vermiş, kurtarılanlar da hastanelere taşınarak yaralı halde tedaviye alınmışlardı.

Depremin hemen akabinde ülkemizin her yerinden ve yurt dışı ülkelerinden bile yardımlar geliyor, bu acıya merhem olmak için çalışıyorlardı. Tabii kendi milli kuruluşlarımız da cansiperane bu yardımlara koşmuşlardı. Bu ara Çalışma Bakanlığı da bir kampanya başlatmış; ‘Yaklaşan yoğun kış şartlarından depremzedeleri koruyalım’ diyerek, bir ‘Kardeş Aile Kampanyası’ başlatmış ve bastırdığı bir broşürle halkı bu kampanyaya katılmaya davet etmişti.

Kampanyada, yaklaşan kış aylarında çadırlarda ve prefabrik evlerde kalmak zordur. Deprem dışı bölgelerden evi müsait olanların bir depremzede aileyi yanına alarak aynı evi birlikte paylaşmaları isteniyordu.

Depremden birkaç hafta sonra Ankara’daki iş yerime yakın bir cami olan Maltepe Camisi’ne Cuma namazı için gittim. Cuma namazı çıkışı dış kapıda elime bir broşür tutuşturdular. İş yerime geldim ve broşürü incelemeye başladım. Ancak Çalışma Bakanlığı’nın broşüründe, bizden istediğinin uygulanmanın çok zor uygulanabileceği kanaatine vardım.

Bizim inançlarımız, örf ve adetlerimiz iki ailenin uzun süre aynı evi birlikte paylaşmasına mâni idi. Bu sebepten bu kampanyanın işlerlik kazanma şansı çok az, belki de hiç yoktu. Ne yapılmalı da bu iyi niyetli çalışmanın işlerlik kazanması sağlanmalıydı.

ÇALIŞMA BAKANLIĞI İLE GÖRÜŞME

Ertesi hafta, Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan’ı telefonla arayarak Özel Kalemi’ne; “Sayın Bakan’a, O’nun başlattığı ‘Kardeş Aile Kampanyası’na işlerlik kazandıracak bir teklifim, var. Eğer beni kabul ederse kendisine bu teklifimi arz etmek isterim” dedim.

Bana birkaç gün sonrası için bir randevu verdiler. Bu sure içerisinde ben de bir dosya hazırlayarak söylemek istediklerimi o dosyada belirttim.

Randevu günü ve saati Çalışma Bakanlığı’na gittim. Bakanlığın bahçesinde bir gurup gazeteci, foto muhabiri, kameraman toplanmışlar kendi aralarında görüşmekteydiler. Bu gazetecilerden biri beni tanıdı ve “Nereye, Nevzat Bey?” diye sordu. Ben de, Sayın Bakan’la randevum olduğunu ve ona ‘Kardeş Aile Kampanyası’ ile ilgili tekliflerimi söylemek istediğimi söyledim.

Bunun üzerine orada bulunan bütün gazeteciler peşime takıldılar ve benimle birlikte Bakan’ın odasına çıkmaya başladılar. Özel Kalem Müdürü odasına gelince Müdür Bey; “Bakan Bey meşgul. Ziyaretinizi Müsteşar Muavini (falanca) ile yapacaksınız” dedi ve bizi Müsteşar Muavini odasına yönlendirdi.

Müsteşar Muavini odasına girdim ve; “Bakanlığın depremzedeler için başlattığı ‘Kardeş Aile Kampanyası’na işlerlik kazandıracak tekliflerim var” dedim ve elimdeki dosyayı kendisine uzattım. Bu arada gazeteciler ve foto muhabirleri de not ve görüntü almaya başladılar.

Ben, Müsteşar Muavini’ne; “Sayın Müsteşarım. Bakanlığınız her ne kadar bir ‘Kardeş Aile Kampanyası’ başlatmış iseniz de bu kampanyanın ülkemize yürümesi zordur. Çünkü bizim aile yapımız, inançlarımız, örf ve adetlerimiz iki ailenin bir evi uzun zaman paylaşmasına müsaade etmez. Geliniz, aynı evi paylaşacak aileleri birbiriyle akraba yapalım. Sonra da o evi iki aile kullanmaya başlasınlar” dedim.

“Deprem dışı bölgeden bekâr bir oğlumuzu deprem bölgesinden bekâr bir kızla evlendirelim. Oğlanın evi müsaitse kızın anasını, babasını ve kardeşlerini de alsın. Deprem bölgesinden bir bekâr oğlumuzu deprem dışı bölgemizden bir kızımızla iç güveysi olarak evlendirelim. Kızın evi müsaitse oğlanın anasını, babasını ve kardeşlerini de evine alsın. Böylece 10 gencimizi evlendirelim, 100 kişiyi deprem bölgesinden kurtaralım” dedim.

“Bakanlığın bu çalışmalarında, ben de her zaman yardımcı olmaya hazırım” diye ilave ettim.

Bu çalışma ertesi gün çıkan gazetelerde büyük manşetlerle yer aldı ve bu haber, ‘Yeryüzünde bu ana kadar hiç kimsenin ortaya sürmediği bir çalışmayı Milli Gençlik Vakfı Şeref Başkanı Nevzat Laleli teklif etti’ diye haber yaptılar.

(Bu yazı yayına hazırlanan ‘SAĞLAM AİLE’ kitabıma konmuştur.)

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Ziller Bizim İçin Çalıyor