İlk başta, önce Arslan KOCA Bey arkadaşımızın; hepimizin hocası, hocaların hocası Prof. Dr. Hayreddin KARAMAN Bey hocamıza ziyâretiyle başlayalım. Ne demişler, SU KÜÇÜĞÜN, YOL BÜYÜĞÜN. Buyrun:
HAYREDDİN KARAMAN HOCAMIZA ZİYÂRET
“Bu akşam İslam dünyasının yaşayan en büyük İslam alimi muhterem Hayrettin Karaman Hocamıza bir emanet bırakmak için gittik. İçeri buyurdular. Çorum’dan misafirleri de vardı. Ziyaretimizde kendisini çok sağlıklı ve dinç gördük..
Sohbetini dinledik. Elini öptük. Çayını içtik duasını aldık. Kıymetli hanım annemiz iyileşmiş.
ÖRNEK VE ÖNDER ÂİLE
Birbirlerine kol kanat olmuşlar. Ümmete oldukları gibi. Örnek ve önder bir aile.”
Hocamızı görünce şunu hissediyorsun;
“Hayrettin Hocamız, Ümmetin derdiyle hemdem olmuş dopdolu bir ömürdür. Dînî, ilmî, iktisadi ve siyasî sorunlarımızı çözmek için dökülen terdir.
YAZILAN ESERLER, GÖSTERİLEN GAYRETLER
Yazılan onlarca büyük eserdir. Hastalık sürecinde bile çaba ve gayrettir. Umut dolu öncü bir alimdir. Eylemi de Söylemi de benliğinle birleştirmiş iyi bir teşkilatçıdır.” Hâlâ heyecan dolu.
AZİMLİ, MÜNEVVER, MÜTEFEKKİR
Büyük bir zekâ ve deha. Zillete dûçâr olduğumuz bu çağda bize azameti öğreten izzetli bir mütefekkir. Yolumuzu aydınlatan bir münevver.
KÂL’DEN HÂLE, VEFÂDAN DUÂYA
“Sadece laf üretip de eylem üretemeyen bizleri utandırırcasına. Rabbim kendisine ve kıymetli eşleri annemize sağlık versin. Ömrüne ömür katsın. Duacıyız hocam. İyi ki varsınız.” [Arslan KOCA]
İKİ AĞABEY HOCA ARKADAŞ
Şimdi de, ikisi de dönem olarak aynı olmamıza rağmen, kurs ya da medrese artıları meyânında tabiî olarak yaşları ve ilimleri cihetiyle Ağabeyimiz konumunda olan, İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü 70’li yıllardan ağabey arkadaşlarımızın, biri nostaljik, diğeri de (HÂDIRÎ) yâni güncel ile karışık, hayâttan memâta, vak’adan ibrete anlatı yazılarına:
SÂLİH DÂNE; GÂYET SAMÎMÂNE
“Kuyupınar Güzlemizin can damarıdır. Tadı berraklığı yumuşaklığı içindeki minareleriyle hayat bahşeder. Yanında mescidi tarihi yazlık taş evleriyle tüm yolların bir bileşkesidir her yolcu muhakkak bu kuyudan su içer kanmaz bir daha içer hemen hazmettirir sık sık acıkırsın yaz gelse de bitmez daha suyundan içsek.”
GÜZLE MESCİDİ, YAZLA TÜRBESİ
Orada birde Güzle mescidi vardır yolun kenarında Kabristan duvarlarla çevrili olup içinde Alperen Erlerinden Şeyh Ahmed Efendi türbesi bulunmaktadır. Güzlemiz çayırlarla süslü adeta bir cennet parçasıdır yeşilin çeşitli tonları baharın rengarenk çiçekleriyle muhteşem doyumsuz bir manzaraya sahiptir. Maalesef insanlarımız bu minnetin kıymetini bilmemektedirler.
MÜBÂREK TOPRAKLAR, DÜRGE EKMEKLER
Biz çocukluğumuzu çobanlığımızı o mübarek topraklarda yaşadık. Arkadaşlarımız komşularımız çoğu rahmetli oldu. Ekin biçme zamanı Güzle yolu bir panayır yolu olurdu; kağnı arabaları yüklü eşekler bebek beşikleri davar sesleri öküz güdüleri tam bir cümbüştü. 2 dürge ekmek alan Güzlenin yolunu tutardı.
KALUÇLAR, IRGATLAR, İMECE CANLAR
“Kaluçlar tırpanlar ırgatlar sanki düğün alayları gibiydi o canlılık şimdi var mı? Bilmiyorum komşuluk yardımlaşma imecelik var mı bilmiyorum. Nebişığın yeni nesli inşallah değerlerine sahip çıkar.
Geçmişlerimize rahmet diliyorum” [Nebişeyhli Salih Hoca]
BİR HAYÂT, BİR ÖLÜM, ÇOK İBRET
Süleymân RAMAZANOĞLU:
“Osman Ayvazoğlu Hoca kardeşimiz Cebir Okullarının sahibi, dün sabah namazı ezanı esnasında ruhunu sahibine teslim eden, vefatını Şaban Özbay Hoca Efendi’den öğrendiğimiz merhum Mustafa Cebir beyi yazmış ve şöyle anlatmış:
“OKUL BENİM; KAPATIRLARSA KAPATSINLAR!”
Allah rahmet eylesin.
“Kızlar başını açmayacak. Bu okul benim. Kapanırsa, benim okulum kapanacak.” Cebir Okulları’nın sahibi rahmetli Mustafa Cebir
28 Şubat tüm hızıyla devam ediyordu. İmam Hatip Müdürleri öğrencilerin başını açıp poz veriyordu. Bu zulüm devam ederken Mustafa Cebir amca, benim kızımın da okuduğu Cebir Lisesi’nin sınıflarını tek tek dolaşıp; “Kimse başını açmayacak. Bu okul benim. Ben size başınızı açmayın diyorum. Kapanırsa benim okulum kapanacak” demişti.
Cebir amca bugün rahmeti rahmana kavuştu.
HAKKIYLA CİHAD, GERÇEK TAVIR
Evet, Kur’an-ı Kerim’de Allah Celle Celalühü Hazretleri’nin; “Allah yolunda hakkıyla cihad edin” emrine göre hareket eden bir mücahidin vefatını böyle duyurdu Osman hoca kardeşimiz.
28’İN ALTI, 30’UN ÜSTÜ!
Allah yolunda böyle kararlı ve istikrarlı adım atanların sayılarını Allah Celle Celalühü ziyade eylesin, eksikliklerini göstermesin, gidenlerin yerine daha da fazlasını, daha istikrarlısını ikame eylesin.
30 yaşın altında olanlar 28 Şubat’ı bilmez, 30 yaşın üstünde olup da beyinleri sulananlar da unutmuşlardır.
28 ŞUBAT VE BİR İLÂHİYÂT
28 Şubat sonrası Hollanda’dan sıla-ı rahime geldiğimizde Türkiye’de bir İlahiyat Fakültesi’ndeki dostlarımızı ziyarete gitmiştik.
Öğle tatili, giriş kapısının önüne sandalyeler atılmış, dostlarımız orada oturuyorlardı. Selam verdik, biz de oturduk.
MEVSİMİN YAZI, AYAĞIN KAZI!
Yaz mevsimi ve hava sıcak olduğu için kapıda oturuyorlar zannetmiştik, sonradan anladık, saat 13.30 olunca ve talebeler gelmeye başlayınca anladık.
4-5 kişilik başları örtülü bir kız talebe gurubu geldi. Meğer dışarda oturan hocalar kapıda nöbet tutuyorlarmış. Gelen kız talebelere müdahale ettiler. “Gidin başlarınızı açın, öyle gelin” dediler.
NE YAPSIN ZAVALLILAR!
Ne yapsın zavallılar! Kimisi doktor olmuş doçentlik bekliyor, kimisi doçent olmuş profesörlük bekliyor, kimisi profesör olmuş dekanlık bekliyor, olmazsa en azından Bölüm Başkanı olmayı bekliyor.
Ama o hanım kızlar sınıfta kalmayı hatta okuldan atılmayı bile göze alarak Allah’ın emrettiği, o çok sevdikleri başlarındaki örtüleri ile çok sevdikleri okullarına girmek istiyorlardı.
CEBERUT DÖNEM, NEREDE ÖNEM?
İşte böyle bir Ceberut dönemde, başı örtülüleri okullarına sokmamak için, emir kulu hocalara (İstisnaları mutlaka vardır, onları tenzih ederiz) kapı önünde nöbet tutturulduğu o dönemde kendi özel okullarında sınıfları tek tek dolaşarak; “Kapanırsa benim okullarım kapansın ama hiç kimse başını açmasın” diyen bir şuurlu Müslüman ceberrutçuların karşısına dikilmiş ve dimdik ayakta durmuş.
RÛHU İÇİN MÜLK, YAKINLARI İÇİN DUÂ
Allah Celle Celalühü rahmet eylesin, Cihadını mübarek eylesin, mekanını Cennet eylesin, makamını âlî eylesin.
Dün Şaban Özbay Hoca Efendi:
“Kocaeli Fevziye Camii’nde ikindi namazını müteâkip cenaze namazının kılınacağını haber verdi ama gidemedik, ruhu için ‘Mülk Suresi’ni okuduk, Allah Celle Celalühü kabul eylesin, ruhunu şâd eylesin. Evlatlarına, âilesine, bütün yakınlarına, dostlarına sabır ve sekinet ihsan eylesin.” (Süleyman RAMAZANOĞLU)
ÜMMETİN SEFERİ, İSLÂM’IN ZAFERİ
Başta Hayreddin Bey hocamız olmak üzere tüm hocalarımıza teşekkür ediyor, onlara ve bizlere, İslâm’ın zaferi demek olacak GAZZE, DOĞU TÜRKİSTAN, ARAKAN, SÛDAN başta olmak üzere tüm mazlumların kurtuluşunu tez zamanda görmeyi lûtfetmesi niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor, cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes’selâm…
02:00
02:00
News