DOLAR

38,0129$% 0.06

EURO

41,2878% 0.64

STERLİN

49,3579£% 0.67

GRAM ALTIN

3.703,27%0,41

ÇEYREK ALTIN

6.072,00%-0,03

BİST100

9.782,43%1,38

BİTCOİN

3320679฿%-0.86678

İmsak Vakti a 02:00
Giresun PARÇALI BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
X


Ataç: “Madenciliğe Kapalı Alanların Acilen Kanunlarla Belirlenmesi Gerekiyor”

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, statü ve nitelik gözetmeksizin her yerde madenciliğe izin veren mevzuatın doğayı ve insan sağlığını güvencesiz ve korumasız bıraktığını belirtti.

Başkan Deniz Ataç, “İçme suyu havzalarının, kıyıların ve sulak alanların tamamen madencilik faaliyetleri dışında tutulması gerekiyor. Bütün bunların da kanunla yapılmasını istiyoruz. Onun için madenciliğe kapalı alanların acilen kanunla belirlenmesi gerekiyor Bu kanun çalışmalarının hemen başlamasını istiyoruz” dedi.

TEMA Vakfı, yakın zamanda Türkiye’de 24 ilde yaklaşık 20 bin maden ruhsatının bulunduğunu ortaya koymuştu. Bu illerdeki detaylı maden haritaları incelendiğinde, maden ruhsatlarının bütünsel bir bakış açısı olmadan ve kümülatif etkiler göz önüne alınmadan verildiği tespit edilmişti. Bu çalışmaların ardından Vakıf, doğal varlıklarımızı, gıda güvenliğimizi ve kültürel değerlerimizi tehdit eden madencilik faaliyetlerine karşı bir politika belgesi hazırlayarak madenciliğe kapalı alanların kanunlarla belirlenmesini önerdi.

TEMA Vakfı, 2019 yılından itibaren sürdürdüğü maden ruhsatlarının dağılımını gösteren harita çalışmaları sonucunda 24 ilde (Çanakkale, Balıkesir, Muğla, Tekirdağ, Kırklareli, Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak, Zonguldak, Bartın, Eskişehir, Karaman, Kahramanmaraş, Erzincan,Tunceli, Ordu, Tokat, Artvin, Erzurum, Bayburt, Şırnak, Siirt, Batman ve Sivas) yaklaşık 20 bin maden ruhsatının bulunduğunu ortaya koymuştu.

Ruhsatların; ormanlar, korunan alanlar, tarım ve mera alanları ve kültür varlıkları ile ilişkisini inceleyen çalışmaların sonuçlarına göre illerin ortalama ruhsatlılık oranının %63 olduğu görülmüştü. Doğamızı, su ve toprak varlığımızı, gıda sağlığımızı ve gıda güvencemizi tehdit eden bu durum karşısında TEMA Vakfı, hazırladığı politika belgesini kamuoyuyla paylaştı. Belgeye göre Vakıf Birleşmiş Milletler’in farklı alt kuruluşlarının önerdiği ve diğer bazı ülkelerde de olduğu gibi madenciliğe kapalı alanların kanunlarla belirlenmesi gerektiğini ifade etti.

Statü ve nitelik gözetmeksizin her yerde madenciliğe izin veren mevzuatın, doğal varlıklarımızı, gıda güvenliğimizi ve kültürel değerlerimizi korumaya yetmediğine dikkat çeken TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç; “Madencilik çalışmalarına yönetmelikler ve ilke kararları ile kısıtlamalar getirilmeye çalışılsa da, kolayca değiştirilebilen bu düzenlemeler doğayı ve insan sağlığını güvencesiz ve korumasız bırakmaktadır. Madencilik çalışmaları, binlerce yılda oluşan üst toprağın, geliştiği ana kayadan bağlantısının koparılması, işletme sırasında kullanılan yoğun su tüketimi ve neden olduğu kimyasal kirlilik ile; bulunduğu bölgede kalıcı sağlık sorunları, sosyo-ekonomik ve kültürel yaşamda olumsuz etkiler bırakmaktadır. Madencilik faaliyetlerinin neden olduğu bu tehditlerin önlenmesi ormanların, korunan alanların, verimli tarım ve mera arazilerinin, içme suyu havzalarının, yerel kültürün ve yerleşim bölgelerinin madenciliğin zararlarından korunmasıyla mümkün olacaktır. Birleşmiş Milletler Çevre Ajansı (UNEP) tarafından belirtildiği ve birçok ülke tarafından da uygulandığı gibi madenciliğe kapalı alanları kanunlarla belirleyip, belirlenen bu alanlarda arama faaliyetleri de dahil herhangi bir madencilik çalışmasına izin vermemek, doğal varlıkları, biyolojik zenginliği, yaban hayatını, tarım ve mera alanlarını, kıyıları ve içme suyu havzalarını madencilik faaliyetlerinden korumanın tek yoludur. Kanun korumazsa maden yaşatmaz” dedi.

Madenciliğe Kapalı Alanlar Politika Belgesi

TEMA Vakfı’nın hazırladığı Madenciliğe Kapalı Alanlar Politika Belgesi’ne göre; ekosistemin sürdürülebilirliği, biyolojik çeşitlilik, yaban hayatının devamlılığı, içilebilir su ile güvenli gıdaya ulaşabilmek için aşağıdaki alanlar madencilik faaliyetlerine kapatılmalıdır:

Orman amenajman planlarında ana işletme amacı; doğa koruma, erozyonu önleme, iklimi koruma, su üretimi, toplum sağlığı, estetik, ekoturizm ve rekreasyon, ulusal savunma ve bilimsel işlevleri yerine getirme olarak belirlenmiş orman alanları

KORUNAN ALANLARIN TÜMÜ;

2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu’na istinaden; milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları,

2872 Sayılı Çevre Kanunu; Özel Çevre Koruma Bölgeleri

4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu; Yaban Hayatı Koruma Sahaları, Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları ve Yaban Hayvanı Yerleştirme Alanları

2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu; kültür varlıkları, tabiat varlıkları, sit alanları

ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERLE KORUNAN ALANLAR;

Biyosfer rezerv alanları,

Ramsar alanları

Bilimsel çalışmalarla belirlenmiş Önemli Doğa, Kuş ve Bitki Alanları gibi Potansiyel Korunan Alanlar (Koruma statüsü kazandırılarak)

TARIM ALANLARI;

5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa istinaden; mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile büyük ovalar,

4342 Sayılı Mera Kanunu kapsamında belirlenmiş endemik veya nadir bulunan lokal yayılışa sahip türler ile yaygın yayılışlı olmakla birlikte lokal coğrafi ırkların bulunduğu mera/otlak, çayır, yaylak ve kışlak alanları,

3573 Sayılı Zeytin Kanunu ile sınırları çizilen zeytin alanları,

TÜM KORUMA MESAFELERİ İLE İÇME SUYU HAVZALARI,

Sulak alanlar (Ramsar Alanları, ulusal ve mahalli öneme haiz sulak alanlar),

Kıyı alanları ve deniz koruma alanları (Deniz çayırlarının ve kumul alanlarına koruma statüsü kazandırılarak),

Bilimsel çalışmalarla belirlenmiş Önemli Doğa, Kuş ve Bitki Alanları gibi Potansiyel Korunan Alanlar (Koruma statüsü kazandırılarak)

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

“Sigorta Sektörü Geleceğimizin Teminatıdır”

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.