DOLAR

34,8699$% 0.07

EURO

36,5968% -0.33

STERLİN

44,4509£% -0.15

GRAM ALTIN

3.039,62%0,82

ÇEYREK ALTIN

4.955,00%0,40

BİST100

10.058,47%-0,40

BİTCOİN

3496434฿%4.12327

İmsak Vakti a 02:00
Giresun KAPALI -4°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
X


Enflasyon Dinamiklerinde Altının Yeri

Altına genel bakış açısı ve tarihsel fonksiyonu… İnsanlık tarihi boyunca her zaman bir değer saklama aracı, koruma aracı, yatırım aracı veya değer standardı olarak görülen altın, bu özellikleriyle hem ekonominin, hem finansal sistemin hem de piyasaların önemli bir parçası olmuştur.

Bretton Woods sisteminin çöktüğü çok yakın zamana kadar altın, finansal sistemin bir değer standardı olarak işlemesine yol açtı. Altın, genel bir inanış çerçevesinde güvenli liman olarak bilinmekte ve bu nedenle korku, endişe, finansal piyasalardaki belirsizlikler, kriz, siyasi istikrarsızlık, savaş ve çatışma durumlarında korunma aracı olarak öne çıkmaktadır. Siyasi ve finansal istikrar göstergeleri ile hisse senedi piyasaları getirisi arasında pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmaktadır.

 Güvenlik algısı… 2008 küresel finansal krizi, yatırımcıların altın gibi güvenli limanları hatırlamaları açısından önemli bir dönüm noktasına işaret ediyor. Küresel ekonomilerin 2008 küresel finansal krizinin etkilerini atlattığının düşünüldüğü 2013 sonrası dönemde, büyük merkez bankaları krizden çıkmak için uyguladıkları gevşek para politikalarına son verme eğilimine girmişlerdir.

Parasal sistemdeki evrim… Üzerinde güneş batmayan imparatorluğun yıkılışını içine alan süreçte altın çağı 1930’a kadar sürmüş, bunalım dönemi ve 1930 ile 1944 yılları arasında iki dünya savaşı arasındaki bu kriz sırasında altın standardı şimdiden ayrım işaretleri göstermeye başlamış ve ABD ve İngiltere gibi önemli ekonomiler bu standardı çoktan terk etmişti. 1971’de Bretton Woods sisteminin çöküşünden sonra USD, uluslararası para sisteminin merkezinde yer aldı. Amerikan ekonomisinin dünyadaki ağırlığı, ABD’ye uluslararası para sisteminde ayrıcalıklı bir yer vermiş, rezerv para statüsü ve kilit para birimi rolünü üstlenmiştir.

Enflasyondan korunma güdüsü… Altın ve enflasyonun uzun vadede ortak bir eğilimi var. Bu ilişki dönemsel kırılmalarda, özellikle likidite kaynaklı krizlerde zaman zaman zayıflasa da genellikle uzun vadede birlikte hareket eder. Küresel kriz sırasında ABD, faiz oranlarını düşürerek piyasadaki likiditeyi artırmaya ve böylece enflasyonu desteklemeye çalışmıştır. Sonuç olarak, likidite bolluğu nedeniyle değer kaybeden USD ve sıfıra yakın faiz oranları ekonomik aktiviteyi canlandırmaya başlamıştır. Enflasyon da yükselmiştir. Artan para arzı, tüketim ve yatırımları olumlu etkilemiş ve bu bağlamda altına yönelik fiziki talebin de arttığı görülmüştür.

Altın ve enflasyon değişkenleri arasında pozitif bir ilişki vardır ancak bu ilişki yapısal olarak belirli dönemlerde kırılabilmektedir. Bu, döngüsel değişikliklerle bağlantılıdır. Bu bağlamda altın ile enflasyon arasındaki uzun vadeli ilişki piyasanın her döneminde güçlü değildir. Bunun nedeni para ve maliye politikalarının geçici olarak sıkılaştırılması ve genişletilmesidir.

Enflasyona göre düzeltilmiş altın fiyatı… Ekonomide fiyatlar genel düzeyindeki artış yani enflasyon, harcanabilir geliri ve satın alma gücünü olumsuz etkiler. Genel olarak altın, paranın veya varlıkların değerini enflasyona karşı korumak için uzun yıllardır bir yatırım aracı olarak tutulmaktadır. Bu sadece bireysel yatırımcılar için değil, Merkez Bankalarının uzun vadeli bilanço yönetimi (aktif pasif yönetimi) için portföylerini çeşitlendirmeleri içindir. Tabii ki bu altın enflasyondan korunma aracı olarak tutulduğu için fiyatların genel seviyeye ayarlanması gerekiyor. Enflasyona göre düzeltilmiş altın fiyatı ABD enflasyonuna dayanmaktadır. ABD enflasyonunun referans alınmasının nedeni, küresel ekonomilerin en büyüğü olmasından kaynaklanmaktadır. ABD 10 yıllık tahvil faizi risksiz faiz olarak alındığı gibi, Fed’in kullandığı ABD enflasyon oranı beklentileri de enflasyonu ölçü almak için bir kriter olarak değerlendiriliyor.

1950-2018 dönemi için düzeltilmiş altın fiyatını incelediğimizde, 1950’den Bretton Woods sisteminin sonuna kadar olan süreçte genel eğilimin olduğunu görüyoruz. Trend Bretton Woods sonuna kadar daha yatay seyrediyor, sistemin çökmesinden sonra özellikle enflasyon dönemlerinde enflasyona göre düzeltilmiş fiyat yükselme eğilimi gösteriyor. Enflasyon temel belirleyici olmakla beraber, uzun vadede ise ABD doları bazındaki nominal altın fiyatı ile düzeltilmiş enflasyon fiyatı arasındaki farklılık düzeltilmektedir. Enflasyona göre düzeltilmiş altın fiyat artışları genellikle 1973 ve 1979 petrol krizi, 1985 Plaza Anlaşması, 1987 Kara Pazartesi ve 2008 küresel krizi sonrasında uygulanan genişletici para politikaları gibi enflasyonist risklerin arttığı dönemler olarak görülmektedir.

Altın/gümüş rasyosu… Ekonomik ve siyasi krizler, doğal afetler, merkez bankalarının para politikaları gibi çeşitli faktörler para birimlerinde yüksek oynaklığa neden olmaktadır. Bu tür kriz durumlarında yatırımcılar döviz yatırımı yapmak istemeyebilirler. Altın, Merkez Bankalarında her zaman bir rezerv türü olarak bulunduğu için güvenli bir yatırım aracı olarak görülmektedir. Artan talep altın fiyatlarını yükseltir ve yatırımcılar yükselen altın fiyatlarının ardından daha fazla yatırım yapma konusunda isteksiz olabilir. Bunun nedeni, fiyatların son derece yüksek bir seviyeye ulaştığı ve ardından sert bir düşüşün gelebileceği hissidir.

Gümüş, altının fiyatını gecikmeli olarak takip eder ve endüstriyel kullanım farklılıkları nedeniyle altının fiyatından önemli ölçüde farklılaşabilir. Yatırımcılar hala riskli varlıklara güvenmiyorsa, altın fiyatları aşırı alım noktasına gelmişse, yani risk iştahı düşükse, alternatif olarak değerli madenler veya gümüş gibi emtialar gibi başka enstrümanlara yatırım yapabilirler. Bu durumda yatırımcılar portföylerini çeşitlendirebilecek ve düşük gümüş fiyatında pozisyon alarak yüksek kar elde etme fırsatları bulabileceklerdir. Bu nedenle altının diğer emtia grubu enstrümanlarına oranı önemli bir gösterge olabilir. Finansal piyasalarda; altın/gümüş, altın/bakır, altın/petrol, altın/paladyum, altın/platin gibi oranlar spekülatif pozisyonlar için birçok bireysel yatırımcı ve hedge fon yöneticisi tarafından takip edilmektedir. Altın/gümüş oranı bunlar arasında en popüler olanlardan biridir. Altın / gümüş oranı, gümüşle kaç ons altının çakıştığını gösterir. Yatırımcılar, altın ve gümüş değerlerini karşılaştırmak için bu oranı kullanır. Bu oran, bu değerli metallerden biri diğerine tercih edildiğinde veya biri diğerine tercih edildiğinde satın almak için en uygun zamanın belirlenmesine yardımcı olur. Bu oran düşük iken altın daha ucuzdur ve dolayısıyla gümüşten daha çok tercih edilir ve oranın yüksek olduğu durumlarda gümüş daha ucuz sayılabilir.

Sonuç? Küresel salgın, uygulanan parasal politikaların alışılmışın dışında bir likidite sağlamasına neden oldu. Bunun yarattığı düşük faiz ve yüksek para arzı enflasyona, tedarik zincirlerinin post-pandemik dinamiklerle aksadığı bir ortamda marjinal etki etti. Artan enflasyon bir sonuç aslında, enflasyondaki artışın bir sonucu da finansal varlıkların aşınmasından korunma ihtiyacı. Bu aşamada değer saklama yargıları devreye giriyor ve yatırımcı davranışlarını da alternatif oluşturmaya doğru itiyor.

Devreye yine Fed’in agresif bir şekilde sıkılaştırma yapacağı beklentisi giriyor elbette. 1970’lerin çoğunda ve 1980’lerin başındaki aşırı yüksek enflasyon dönemine replika oluşturacak oranlar gözlemliyoruz, ancak elbette bu dinamikler birebir aynı şekilde mi işliyor, yoksa normalize olacak etkiler gözlemleyecek miyiz, işte burada tam ortada bir noktada duruyoruz. Ekonomiler muhtemelen Covid salgınından erken dönem kadar etkilenmeyecek, salgına karşı da artık bilim dünyası daha bilgili ve en azından aşılama ile belli bir mesafe kat edilmeye çalışılıyor. Bu durum belli bir yere kadar varyantlar için de geçerli. Ancak enflasyon biraz miras kalmış görünüyor. Tedarik kesintilerine biraz çare bulunması ve kötü baz yıl efektleri 2022 sonrası daha normalize olmuş enflasyon rakamları elbette getirebilir, ancak daha emin bir rotanın oluşması için enflasyona katkı verecek finansal koşul gevşekliğinin de artık biraz geri çekilmesi gerekliliği görülüyor.

Haber: https://hibya.com

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.