Bu çok güzel yazılmış Fatiha-ı Şerif’in hat yazarını tebrik ederim. Resim altında İlhan Sarıkaya adını buldum. Umarım ki bu hattın yazarının kendisidir.
Her gün 5 vakit namazda 40 rekâtta 40 defa okuyoruz. Önce ne okuyoruz? Bunu görelim.
1.Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
2- Hamd; Âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.
3- (O Allah) Rahmân ve Rahîm’dir.
4- Din (ödül ve ceza) gününün sahibidir.
5- (Ey Allah’ım) Biz yalnızca Sana ibadet eder ve yalnızca Sen’den yardım dileriz.
6- Bizi dosdoğru yola ilet.
7- Kendilerine nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet, magdup gazaba uğrayanların ve dallin sapıkların yoluna değil. (Âmîn)
Fatiha şerifin sonunda Allah (c.c) bize üç yol gösteriyor. Bunlardan birisi doğru yol, diğer ikisi ise yanlış yollar. Dikkat ederseniz bunlar şirke veya küfre düşmek değil üçü de ayrı yol. İman ettiğiniz, namaz kıldığınız, oruç tutuğunuz, zekât verdiğiniz, haç ve umre yaptığınız halde bu üç yoldan birine gidebilirsiniz. Hele surenin sondaki iki yanlış yola düşmek bir büyük felaket olacaktır.
Bu yaptığımız bir duadır ama karar verme noktasında gelindiğinde kendi irade-i cüz’iyemizi nasıl kullanıyoruz? Önemli olan da bu… İrade-i cüz’iyemizi bu duamız istikametinde mi kullanmaktayız yoksa iki yanlış yol istikametinde mi?
Bunu üç gemi örneğiyle görelim. Bir limana indiniz karşınız da üç gemi var.
Bunlardan birinin üzerinde BU GEMİ MEDİNE’YE GİDER diye yazıyor.
Diğer bir geminin üzerinde BU GEMİ MOSKOVA’YA GİDER diye yazıyor.
Bir üçüncü geminin üzerinde herhangi bir yazı yok. Acaba bu gemi nereye gidiyor diye merak ediyoruz.
Birinci gemide Kur’an-ı Kerim okunuyor, bu isimsiz gemide de okunuyor. Birinci gemide sakallı, cübbeli erkekler var, bu isimsiz gemide de var. Birinci gemide başörtülü hanımlar var, bu gemide de var. Birinci gemide Hacca ve umreye giden insanlar var, bu gemide de var. Derken ikinci gemide Kur’an-ı Kerim okunması bitince kaptan köşkünden bir anons ile “Gemimiz Washington’a gider, Brüksel’e gider” denildiği duyuluyor. İlavesinde “Mutluluk buradadır” deniliyor.
Medine, Adil Düzen’in ve İslam Birliği’nin ilk defa kurulduğu ve yaşandığı örnek bir şehir.
Washington ise Adam Schmidt, Keynils, Durkheim, Darwin, Freud gibi Yahudilerin faizci, sömürücü, ahlaksız Kapitalist nizamı kurdukları ve buradan bütün dünyaya ihraç ettikleri bir şehir. Brüksel ise bunun ikizi yani AB’nin baş şehri.
Moskova ise Karl Marks, Lenin, Troçki ve Alberto Bayo gibi devrimbazların bulunduğu Komünizmin baş şehri.
Biz bir Müslümanız ve bizim Medine’ye gidecek gemiye binmekten başka bir tercihimiz olamaz. İşte Fatiha Suresi’nin sonunda Allah (c.c) Fatiha Şerif’te bizlere üç yoldan sadece Medine’ye gidecek gemiye binmemizi bize tavsiye ederek, bunun duasını yaptırmakta diğer iki yolun dünya ve ahirette bir hüsran olduğunu vurgulamaktadır.
Bu gemiler günümüzde siyasi partilerdir, derneklerdir, vakıflardır. Onlara binmek demek onu sevmek, ona üye olmak, ona maddi ve manevi destek sağlamak ve onun için rey vermektir.
Bakın bakalım, günde 40 sefer okuduğumuz Fatiha Şerife uygun mu hareket ediyoruz? Yoksa irade-i cüz’iyemizi kullanarak yanlış yollardan birine mi gidiyoruz?
Surenin sonunda; “Amin” diyoruz ve duamızın kabul edilmesini istiyoruz.
02:00
02:00
News