35,5594$% 0.16
36,5618€% -0.36
43,2938£% -0.53
3.080,73%-0,39
5.015,00%-0,16
9.977,94%1,13
3753634฿%1.78388
Kuşkusuz, aynı zamanda bir devlet başkanı da olan Âlemlere Rahmet Efendimiz Muhammed Mustafa (S.A.V) hâriç her lider; ne kadar meşhur, hatırı sayılır bir kişilik te olsa eleştirilebilir tarafları bulunur. Bunu böyle kabul etmek lâzım.
MESELÂ, OSMANLI SULTANLARI…
Meselâ Osmanlı sultanlarını ele alalım; fetihler ve zaferler, ortaya konulan ve günümüze kadar ulaşan, şu gün dahî dünyanın her tarafında göğsümüzü kabartan eserler ve markalaşan ve gelecek dünyanın ufkunda bir hayâl âlemi ve ümit ülke, örnek medeniyet olarak yerini alan uygulamaları meyanında manen evliya, idare olarak muhteşem gözüyle bakılan bu insanlar insanüstü varlıklar mıydı? Bir beşer olarak zaafları, tenkid edilebilecek tarafları yok muydu?
ONLAR DA İNSANDI, HATTÂ BEŞER…
Elbette vardı ve de bu meyânda çekilen bir sürü diziler o muhteşem hikâyelerin satır aralarından alınıp bütünün mantığına müracaata gerek duymadan, hattâ kasıtlı olarak çarpıtılmak suretiyle nazara verildi.
ALGILARDAN BOŞLUĞA…
Yeni neslin zihninde çok farklı algılar oluşturularak yaslandığı çınar arkasından çekilerek boşlukta, dayanaksız bırakılmaya, kendi temeli bozuk uygarlıklarının gölgesine çekilmeye çalışıldı.
Bu ayrı bir konu elbette. Ancak biz şunu söylemek istiyoruz ki, biz bu çarpıtılıp abartılan taraflardan bakarak ecdadımızı kalbimizden silersek nereye yaslanacağız? Peki, onların yerine neyi koyacağız?
BİR YAN BATI, BİR YAN BOŞLUK!
Tek alternatifiniz ya batıya ya da boşluğa doğru savrulacaksınız. Çünkü geçmişi olmayanın geleceği de olmaz.
Gelgelelim, Osmanlı sonrası dönemde kökü mazide olan ati fikriyle köksüz gelecek fikri hep çatışa gelmiştir.
KÖKLÜ ÂTİ’DEN KÖKSÜZ GELECEĞE Mİ?
Devlet erki elinde olan 2.ler 1.cileri her dâim yok saymış, yok sayamadığını bir şekilde yol etmiş.
Bunlar son yıllarda kısaca MİLLETIN ADAMLARI olarak ifâdelendiriliyorlar. Bunlar da insandı. Millete göre yanlışları da vardı elbette. Ama milletin ve onun ecdadının gönlünü okşayacak şeyler yapmaları, dünyada kendine kucak arayan köksüz tayfayı çıldırtmaya yetiyordu. Güç de ellerinde olduğu için onları bertaraf etmenin bir yolunu buluyorlardı.
Günümüzde de bu seyir olanca şiddetiyle devam ediyor.
ÇİZGİDEN SEZGİYE…
Hatta beri taraf biraz merhale kat ettiği için, İstiklal öncesi dışardan beslenen çizginin zamanımızdaki lejyonerlerince bu mücâdele ölümüne bir mücâdele raddesine getirildi.
Tam da bu noktada işin ciddiyetine muttali olmak, bir geleceğimiz olmasını istiyorsak çizgimiz nerde olduğunu, orada kimlerin bulunduğunu görmek ve o dâireye girmek suretiyle değerlerimizi muhâfaza etmek, ona hizmet edenlerin kıymetini takdir ile inancımız ve irfânımızın bize yüklediği sorumluluğun gereğini yapmak durumu ve hattâ zorundayız.
DEĞERLER DİZİSİ, GÖNÜL SIZISI…
Eğer bu dünyada sıradan biri olmayıp ta bizi dünyada da ahirette de değerli kılacak değerler dizimiz varsa.
Burada sözü, Ünye’den Ali ATEŞ Bey’e veriyoruz. O size, bizim dolaştırıp durduğumuz konuda kısaca, müşahhas örnekler vererek meseleyi net olarak anlamamıza yardımcı olacak. Sâdece başlıklar bizden; buyrun:
TÜRK SİYÂSETİNDE YIKILAN SÜTUNLAR…
“Türk siyasetinde çok sağlam birer sütun olmaya aday üç nitelikli ve düzgün insan erken yaşlarda şüpheli kazalar geçirerek aramızdan ayrıldı.. sahsi görüşüm hep si de bence öldürüldü… Muhsin Yazıcıoğlu Adnan Kahveci Recep Yazıcıoğlu… Eğer yaşamış olsalardı kimbilir Türkiye’nin makus talihi çok olumlu bir yöne doğru evrilecekti…”
MUHSİN BEY YAŞASAYDI…
Muhsin Bey yaşasaydı şimdi bazıları hem milliyetçi geçinip hem de HDP’nin gizli ortağı olduğu bir yapıya yanaşamazdı.. Türk siyasetinin gördüğü göreceği en mert insanlardan biriydi.. varlığı dosta güven düşmana korku salıyordu..
BİR ADNAN KAHVECİ VARDI
“Adnan Bey eğer yaşasa ve siyasette olabilseydi eğer inovasyon ve ülke kalkınması noktasında belki de şu anda bulunduğumuz seviyenin iki üç kat üstüne sıçrayacaktık… bebe tipler büyük adam pozlarında ortalıkta gezinemeyecekti..”
HELE RECEP YAZICIOĞLU…
“Hele Recep Yazıcıoğlu vardı ki her aklıma geldiğinde içimi hüzün kaplar…”
“Üniversitede öğrenci iken Aydınlar Ocağı Samsun şubesinin üniversiteden hocam olan yöneticileri; ocağın ıvır zıvır işlerini yapma karşılığında bana burs vermişti.. Ocak akademisyen bürokrat ve değerli siyasetçileri konuşma yapmak üzere davet eder ben de hizmetlerini yapardım.. davet edilenlerden biri de Recep Yazıcıoğlu idi.. beni Recep Yazicioglu kadar etkileyen çok az insan olmuştur.. Bir insan hem makam sahibi olup hem de bu kadar mütevazı olabilir mi? bu kadar donanımlı olup bu kadar açık anlaşılabilir konuşabilir mi.. hem sapına kadar vatansever olup hem de bu kadar liberal ilkelere gönül vermiş olabilir mi.. öyle bir insan gördüm ben o zaman..
DÜŞMAN PASI, KAZÂ SÜSÜ…
“Benim gördüğümü Türkiye düşmanları görmemezlik yapar mı? bu birbirinden güzide üç insan kaza süsü ile katledildi dolayısıyla Türkiye’nin geleceği katledildi aynı zamanda…
SİYÂSET MEYDANI, LEŞ HARMANI…
Yoksa bu kadar leş tip siyaset meydanında ortaya çıkıp ülkenin kaderine kastedemezdi.. Rabbim böyle değerli insanları içinden çıkarmayı nasip etsin bu millete.. Ruhları şad mekânları cennet olsun…”
BİNLERCE ÂMİN, SONSUZ ŞÜKÜR…
Ali Bey’in duasına binlerle âminle berâber kendisine ayrıca teşekkür ediyor, dünyanın hem tâkip hem de kötü emeller bakımından gözünün üzerinde olduğu memlekette olup bitenlere bu gözle bakarak isâbetli değerlendirmeler yapmaya bizleri muvaffak kılması niyâzıyla Mevlâ’mıza sonsuz şükürler ediyor, tekrar görüşmek ümidiyle cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes’selâm…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.