DOLAR

38,0068$% 0.04

EURO

41,4076% 0.73

STERLİN

49,2428£% 0.45

GRAM ALTIN

3.699,32%0,30

ÇEYREK ALTIN

6.070,00%0,02

BİST100

9.649,53%-0,68

BİTCOİN

3317615฿%-0.6485

İmsak Vakti a 02:00
Giresun PARÇALI BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
X


Demokrasiyi Sindirmek!

Türkiye’nin gündemini uzun zamandır Cumhurbaşkanlığı seçimi meşgul ediyor. Şu aday olsun, bu olmasın vs… Cumhurbaşkanlığı seçiminin kargaşaya dönüşmesinin en önemli sebebi ise, seçim sistemidir. Ülkeyi yönetecek siyasi parti veya partileri 5 yıl için seçerken, seçtiğimiz siyasi iktidarın 7 yıl Cumhurbaşkanlığı yapacak kişiyi seçme yetkisine sahip olması anlaşılır gibi değildir. 5 yıl için iktidara gelen siyasi otorite doğal olarak kendi siyasi çizgisindeki bir kişiyi seçmek isteyecektir. Aslında bu demokrasinin doğurduğu bir sonuçtur. Ancak yanlıştır. Çünkü Türkiye’de siyasi dalgalanmalar her yeni seçimde yeni bir siyasi partiyi iktidara taşımaktadır.

İktidara gelen yeni siyasi parti mevcut Cumhurbaşkanı ile ister istemez ve mecburen çalışmak zorunda kalmakta, bazen de ciddi sıkıntılar ve anlaşmazlıklar yaşanmaktadır. Hatta kendi seçtiği Cumhurbaşkanı ile dahi anlaşamayıp siyasal sıkıntı yaşanmış ve bu sıkıntılar ekonomik çöküntü olarak Türkiye’nin sırtına bir yük olarak binmiştir. Ayrıca bu dönemde; ‘Seni biz seçtik, ne yapmaya çalışıyorsun’ diye Cumhurbaşkanı’na fırça atar tarzda hitap eden bir Devlet Bakanı’nı da bu ülke gördü. Ama öyle düşünüyorum ki Cumhurbaşkanı’nı halk seçseydi bu Devlet Bakanı’mız bu tarz konuşmaya cesaret edemezdi.

Bugünkü durumda benzeri bir sıkıntının 4 Kasım seçimlerinden sonra da yaşanması beklenebilir. Umarım aynı tarz sıkıntılar yaşamayız. Eğer mevcut iktidar muhalefete düşer ya da meclis dışı kalırsa, onların seçtiği Cumhurbaşkanı ile çalışacak yeni siyasi iktidar geçmiş dönemdeki sıkıntılar da daha fazlasını ile uğraşmak zorunda kalır diye düşünüyorum.

Aslında bakıldığında herkes; ‘Cumhurbaşkanı’nı halk seçsin.’ diyor ama bu fırsatı ele geçirenler bu şansı kaçırmak istemiyor ve ‘Bu seçim sistemini biz düzenlemedik ki!’ sözünün arkasına sığınıyor. Ama artık bu değişim bir yerden başlamalı. ‘Zararın neresinden dönersen kârdır’ sözü bu konuda da bir kez daha haklılığını koruyor.

Mevcut iktidarın ‘Demokrasiyi sindirememiş’ bir duruş göstererek, halktan kaçarcasına seçim istememesi demokratik olgunluğa uygun olmayan bir davranış biçimidir. Bunun en çarpıcı örneğini rahmetli Turgut Özal ve Anavatan Partisi vermiştir. Turgut Özal 1989 yılında demokratik ortam sonuna kadar zorlanarak Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Bu süreçten sonra Anavatan Partisi hızla oy kaybetmiş ve bir süre sonra da muhalefet görevi dahi alamamıştır. Halk kendisine güvenmeyenleri zamanı gelince cezalandırmasını bilmiştir. Mevcut iktidar seçimi kendi talep etseydi, halktan sempati görecekti ve belki de oylarını artıracaktı. Demokratik hakları sonuna kadar kullanmak ise vatandaşlarda tepkiye neden olabilir.

Muhalefetin tutumu da yanlış olarak görülebilir. ‘Bu Meclis, Cumhurbaşkanı’nı seçemez.’ denilmesi de demokratik olgunlukla bağdaşmamaktadır. Çünkü ‘Demokrasiyi sindirmek’ lazım. 3 Kasım 2002 seçimlerinde herkes gibi muhalefette bu meclisin Cumhurbaşkanı’nı seçeceğini biliyordu. Toplum mevcut iktidarın tutumunu hoş karşılamıyor ama bir taraftan da muhalefetin mevcut meclisi yok saymasını eleştiriyor. Bunun sonucunda, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının oyları ile seçilmiş bir meclis var ortada. Seçim sisteminin yanlışlığı zaten herkes tarafından bilinen bir gerçek. Muhalefet seçim sisteminin yanlışlığını gündeme getireceğine; ‘Şu kişi aday olmasın.’ diyerek yanlış politika izliyor ve vatandaşların seçtiği meclise karşı saygıda kusur ediyor. Peki; muhalefet aynı fırsatı ele geçirseydi ne yapardı? Bunu kestirmek zor ama imkânsız değil. Onlarda kendi siyasal çizgisinde bir kişiyi seçmek isterlerdi diye düşünmek zor olmasa gerek. Zaten bu en doğal demokratik hakları olurdu.

Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasi tarihi de çok ilginçtir. 1946 yılında başlayan çok partili demokratik ortamda hiçbir siyasi parti 5 yıllık sürecini tamamlayamamıştır ve erken seçime gitmek durumunda kalmıştır. Erken seçimler de ülkemiz için olağan olarak karşılanmıştır. Ama erken seçim demek iktidarın ülkeyi yönetmeyi becerememesi anlamına da gelebilir. Mevcut iktidar en azından 4 Kasım 2007 seçimlerine kadar iktidar da kalacağı için Türkiye Cumhuriyeti demokrasi tarihine, tüm eleştirilere ve yanlışlarına rağmen 5 yılını tamamlayan ilk siyasi parti olarak adını yazdıracaktır. Bu görüntü bile geçmişi askeri darbelerle dolu Türk siyasi yaşamının ne kadar kaygan bir zeminde olduğunun ve kökleşemediğin bir göstergesidir. 

Sonuç olarak, Cumhurbaşkanlığı makamının siyasal baskılardan kurtulmasının tek çıkış yolu 5 yıl için seçilmeli ve yerel seçimlerle paralel yapılmalıdır. Seçimden çıkacak sonuçta, vatandaşlar seçtikleri Cumhurbaşkan’ı ile uyumlu çalışacak iktidarı en uygun şekilde ve hiçbir siyasal art niyet gözetmeksizin tercih edeceklerdir. Bu sayede siyasal iktidar ve Cumhurbaşkanı anlaşmazlıklarının asgarîye indirilmesi sağlanabilir.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Bulancaklıların Suçu Ne?

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.