38,7516$% 0.36
43,6612€% 0.28
51,4572£% 0.11
4.146,83%1,06
6.802,00%0,62
9.271,42%-0,08
4021559฿%4.98592
29 Nisan 2025 Salı
Ölmeden Önce ‘Allah’a Teslim Olmak’ ve Kadir Gecesi
Kentsel Dönüşüm ve Konteyner Evler; Lüks Değil, Mecburiyettir
Toplumsal Sorunlar ve Altyapıları
Bir Varmış Bir Yokmuş Çiftçilere İkramiye Yokmuş
Bir Ağır Hasta Ziyaret Ediyor
Asr-ı Saadette Evlenme
Sıcak gündeme dair bulunması ve de zihinlerdeki birçok sorunun cevabını içeren bir metin olması meyânında okunmasında çok fayda var.
Aslında olay gâyet net. Ortada her şeyden önce açık bir zulüm var. Gasp var. Orantısız bir savaş var. Müslüman olarak tarafımız zâten belli; çünkü öteden beri meselenin içindeyiz. Biz zâten hep oradaydık. Ortada bir istilâ var. Biz bunu red ediyoruz, kabul etmiyoruz.
Ama bundan öte, tüm bunlar bir yana bırakılsa da Ortada apaçık bir katliam var. Bunu hangi vicdan kabul eder? Bu halk Müslüman olmasa da bizim tarafımız yine ezilenler olmaz mıydı?
Ama, dünyânın eğitim, siyâsî, iktisadi her türlü sistemlerini eline geçiren, haber ajansları zâten uhdesinde olan yahûdî bizim içimizde sözüm ona kimi gûyâ yurtseverleri bile Türk’ün karakteriyle hiç uyuşmayan zalimden yana bir taraflara sürüklemiştir.
Neyse; bu meyanda kafaları kurcalamak için ortaya attıkları sorulardan biri şu:
– Sizin etiniz-budunuz ne de askeri üstünlüğü bir yana bütün dünyâyı arkasına almış İsrâil’e kafa tutuyorsunuz? Bu akılsızlıkla çekin çekeceğinizi!
En son böyle demeye getiriyorlar.
Bunun cevabını bizzat bu AKSÂ TÛFÂNI kıyâmının öncülerinden olan bir komutandan alalım.
Türkçeye çevirip paylaşan da bölgemizden, İstanbul Yüksek İslâm’dan devremiz, ticaret dolayısıyla Ortadoğu’yla içli-dışlı, İsrâil’e de çok giden, o bölgeyi çok iyi bilen bir arkadaşımız. Buyrun:
GAZZE’DE YAŞAYAN ve CİHADA KATILAN MÜCAHİD BİR KOMUTANA SORDUM
– Yıllardan beri yapageldiğiniz gibi ‘Aksa Tufanı’ operasyonunu başlattınız; bir tatil günü, sinagogtan çıkıp evlerine giden, müzik konserine iştirak eden sivillere de saldırdınız. Akabinde İsrail’in Gazze’yi bombalayıp ağır zayiat yaşatacağını, binlerce insanı öldürebileceğini bile bile, etkisi sınırlı füzeler ile İsrail’i tahrik edip eline koz verdiniz; Gazze’de insanları bombalayıp öldürmesine sebep oldunuz. Haklı davanızda haksız duruma düştünüz; Müslüman kardeşlerinizi bile, sizi savunamaz duruma düşürdünüz. Üstelik bunu yaparken, yeterli savunma gücünüzün olmadığını bilerek yapmanız makul ve mantıklı görünmüyor; kendi kendinizi tehlikeye atmış olmuyor musunuz; neden böyle yapıyorsunuz?
*Gazzeli Mücahid Komutanın Cevabı:*
– Biz Filistinliler, Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı savunmayı İslami bir görev kabul eder; yaşama gayemiz sayarız. Mescid-i Aksa, hiçbir sebep yokken, saldırıya uğrayıp tarumar edilirken, altı oyulurken, onu savunmak yerine seyretmeyi düşünmek hıyanet olmaz mı? Füzeleri böyle mukaddes bir maksatla kullanmayacaksak ne zaman kullanacağız? Bu uğurda ölmekten, öldürülmekten korkacaksak, ne zaman korkmadan kendimizi savunabileceğiz?
Siz, bizim Gazze’de 17 yıldır abluka altında, açlığa, sefalete, ölüme mahkum yaşadığımızı bilmiyor musunuz? Bizim yaşama hakkımız yok mu? Bizden oturup sakince ölümü beklememizi istiyorlar. Peki 17 senedir bizim için kim ne yaptı? Neyi bekleyeceğiz? 15 milyona yakın olan Filistinlilerin, Filistin’de kalabilen sadece 4-5 milyonluk bölümünün de Filistin’i terk edip gitmesini mi bekliyorsunuz? Yoksa nesillerimizin ahlaken çökertilip eriyip gitmesini veya göç etmesini yahut öldürülerek yok olmasını mı istiyor ve bekliyorsunuz?
*SÂDECE ÜÇ SEÇENEK!*
Bizim önümüzde sadece üç alternatif var:
1- Umumen Filistin’de, hususun Gazze’de zulüm, işkence, çile ve mahrumiyet içerisinde yaşama gayretimizi sürdürüp, mukaddeslerimizi gasp ve talan etmelerine göz yumarak, sabırla ve sessizce ölümü beklemek,
2- Bizi bıktırıp usandırmak, yıldırıp vatanımızı terk ettirmek için yapılan gasp ve zulümlere sessiz kalmak, itiraz edip hakkımızı aramaya teşebbüs ettiğimiz zaman da, üzerimize yağdırılan İsrail bombaları veya kurşunları ile can vermek üzere sıramızı beklemek, sıramız gelinceye kadar mahrumiyet ve zillet içerisinde sabredip yaşamayı sürdürmek,
3- İnancımız, İzzetimiz ve şerefimizle direnip Allah (cc) rızası için cihad ederek ölmek…
SİZ HANGİSİNİ TERCİH EDERSİNİZ?
Siz bu ölümlerden hangisini tercih edersiniz bilmem ama biz üçüncü alternatifi tercih edip seçtik; size göre hata mı ettik?
Kudüs ve Mescid-i Aksa için, izzet ve şerefle ölmeyi göze alamayan ne zaman göze alabilir? Ecel gelince erteleme veya öne alma imkanı yoksa, korkmak niye?
Gazze’de ölenler, siyonist, İslam ve insanlık düşmanı İsrail’in bomba veya kurşunları ile ölüp, şehit olmuyorlar mı?
Aynı mantıkla, Mute harbinde 250.000 kişilik üstün teçhizatlı düşmana, 2500 teçhizatı yetersiz birlik ile karşı koymayı, ölüme dalmak, nefslerini elleriyle tehlikeye atmak mı kabul ediyorsunuz?
Kaldı ki İsrail Füze saldırıları ile 700 askerinin öldüğünü açıkladı; İsrail 700 diyorsa, gerçek en az üç mislidir. Çünkü İsrail yalan üzerine strateji oluşturur ve ölülerinin tamamını asla kabul edip duyurmaz…
Sivil halkı öldürmekten bahsettiniz. İsrail’de sivil halk diye bir kitle yoktur; kadın erkek 16 yaş üstündeki herkes askeri eğitim görmüş olup belli aralıklarla eğitimini günceller; ihtiyaç halinde savaşa katılır; Filistinli öldürür. Sivil görünümlü kişilere aldanıyorsunuz. Onların her biri, eğitimli, silah kullanabilen, sivil görünümlü, birer askerdir.
Sadece çocuk ve yaşlı acizler vardır. Biz asla çocuk ve yaşlı acizlere silah doğrultmayız; bilerek kasten öldürmeyiz. Bunun aksini hiç kimse iddia ve ispat edemez.
Eba Eyüp El Ensari’yi 90 yaşında İstanbul seferine katılmaya sevk eden saik neydi? 90 yaşında bir insan cepheye gider mi?
“Cihad’dan geri durmak, kendi elinle nefsini tehlikeye atmaktır” diyen Eba Eyyüb’u doğru anlamamız gerekmez mi?
Canımız malımız Mescid-i Aksa’ya feda olsun. Cihad bütün gücünü sarfetmekle olur. Bizim gücümüz bu kadar; onu sarf edebiliyoruz. Olmayan gücümüzü sarfetmeyi bizden kimse beklemesin.
Gerisini de imkanı ve gücü olanlar düşünsün…
(10/10/2023 Ahmet Ziya İbrahimoğlu)
Filistinli kardeşlerimize duâ ve arkadaşımıza teşekkürlerle berâber cümleye sevgiler-saygılar; Allâh CC dünyâda da âhirette de yardımcımız olsun, bizlere sevdiklerimizle berâber Efendimiz SAV in komşuluğunda, cümle kendi dostlarıyla buluşma bahtiyârlığını lûtfeylesin; Âmîn wes’selâm…