DİB-Diyânet Ordu’da; Bahçe Câmi Nerede?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Ordu Millet Bahçesi içerisinde, şehrin çok ihtiyâcı olduğu hâlde câmiye yer verilmemesi, bu konu üzerinde çok durulmasına, tâbiri câizse sağır sultana duyurulmasına rağmen kuzey rüzgârlarının etkisinin bir türlü kırılamaması, çok büyük bir fırsatın kaçırılması yanında, ilerde telâfîsinin de mümkün olamayacağı vâkıasının da terettübüyle, memleketin ve gençliğin, en az dünyevî olduğu kadar uhrevî geleceğini de düşünen sağduyulu insanlarımızın derin ızdıraplarını mûcip olmaktadır.

TAKSİM’E CÂMİ KADAR ÖNEMLİ

Bize göre bu câmi, en az Taksim’e câmi kadar önemlidir. Çünkü, Ordu’nun bugün bir meydanı, çevresi, müştemilât ve özgün mîmârîsiyle prestij ya da erkân câmii diyebileceğimiz müsâit, nezih, konum îtibârıyle münâsip düşecek bir câmii yok. Çok büyük olması gerekmez elbet. Çevresi ve tasarımıyla fonksiyonel olsun yeter.

CÂMİSİZ BAHÇE ORDU’YA MI HAS?

Daha ayrıntıya girmeyeceğiz. Aşağıdaki iktibaslar meramı ifâde edecek teferruatı da hâvî nitelikte. Diğer yandan; içinde câmi olmayan tek MİLLET BAHÇESİ de Ordu’ya has olacak herhâlde. Yönetenler adına da, yönetilen Ordulular adına da çok ayıp her şeyden önce.

BU MEVZÛYA BAŞ KOYAN YOK!

Tabiî, ondan önce; görüşlerin yazılmasına sebep paylaşımı arzedelim. Öyle ki; maalesef; bu konuya sâhip çıkan yok. Yalnızca STK’lar ve vatandaşlar yerel yöneticilere, vekillere bizzat söylüyorlar. Mesajlarını bir şekilde iletiyorlar. Buralardan tasdik ve söz de alınmasına rağmen ne onlardan, ne de bürokrasiden meseleye baş koyan yok. Tek merâkımız;

ACABÂ REİS, DURUMDAN HABERDAR MI?

Paylaşım metnimizle bu sesi Külliye’ye ulaştırma, ulaştırıldıysa mevzûyu hatırlatma, önemini hissettirme, ıskalanmamasına wesîle olma gâyesini güttük. İşte, Facebook’taki paylaşımımız; buyrun:

***[DİYÂNET İŞLERİ BAŞKANLIĞINI İKİ DÖNEMDİR ORDU’YA VEREN CUMHURBAŞKANIMIZIN, O ŞEHRİN MİLLET BAHÇESİ PLÂNINDA, CÂMİ’YE YER OLMADIĞINDAN HABERİ VAR MIDIR ACABÂ?]***

Bu paylaşım üzerine şu şekilde yorumlar geldi:

“BU KONUDA VAAT VAR AMA, YERİ UZAK”

Şenol VAROL: “Melet Parkı’na çok büyük İslâmi ilimlerin oluşacağı büyük bir alanda proje açıklandı. Hani seçim zamanı protokol falan yapıldı. Siz duymadınız galiba.!!!”

“CÂMİ DEĞİL UMURDA, HERKES İŞİ OLURDA”

Uğur YÜCE: “Sahipsiz memleket Ordu. Diyanet İşleri Başkanımız Ordu Merkez’de cami sıkıntısının 40 yıldan fazla olduğunu daha önce yer sorunu olduğundan dolayı bu sorunun çözülemediğini

“YUKARDA HİZMET DİYE BİR DERT YOK!”

millet bahçesi projesi alanında 62.000 metrekare milletin alanı olan alanda projenin çözülmesi gerektiğini şehir Camisi ve Külliyesi için 6.000 m² bir alan ayrılması gerektiğini düşünemedi. Öyle bir derdi olmadı. Şu halde Ordu’ya hizmet diye diye bir derdi yok, memleketine karşı bir sorumluluğu yok diye düşünüyorum.”

“BAŞKANLAR, VEKİLLER; CÂMİSİZ ŞEKİLLER!”

Kâzım YILMAZ: “Ordu’da hizmete gerek yok ki Hocam. Onlar da biliyor ki Ordu’da kabağı koysalar vekil diye Ordulular seçiyor. Nasıl olsa tıpkı iki tane ithal vekili milletin karşısına çıkarıp seçtirdikleri gibi.. Diyanet İşleri Başkanı’nın derdi Ordu’ya cami yaptırmak mı? Adam Audi 8’e binip makamın saltanatını sürüyor…”

“MÜZMİN CÂMİ MUHÂLİFLERİ; NE DERLERSE O!”

Fatih KALPAKLIOĞLU: “Yukarı tarafta Bucak Cami, hemen aşağıda Orta Cami, hâlâ cami mi yapılsın?”

Erbay ÇEKÜÇ: “Harika ya… Bir bakın, 4 cami var etrafında.”

“REİS’E DUYURMALI; GERİSİ HİKÂYE!”

Hâlis TAŞÇI: “Onu âkil insanlar ve siyasetçiler Recep emmiye duyurmalı. Memleketine hizmeti bir görev bilen tek milletvekili bilirim. ALLÂH C.C. rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. ANAP milletvekili Şükrü Yürür. Gerisi hikaye.”

“CÂMİ MESELESİ BÜYÜK EKSİKLİK”

Bekir ŞÂHİN: “Ve aleykümselam kardeşim. Diyanet İşleri Başkanımız hem hemşehrimiz, hem de liseden bir yarım dönem sınıf arkadaşımız. Böyle bir projede caminin olmaması büyük eksiklik. Sanıyorum bu husus Büyükşehir Belediyesi ile ilgili.”

“ORDUMUZA YAKIŞIR GÜZEL VE ÖZEL BİR CÂMİ”

“Külliye ve camiinin olamaması çok büyük eksiklik. Kaldı ki Ordu’muza yakışır güzel bir caminin olması lazım diye düşünüyorum. Böyle bir caminin olmaması büyük eksiklik günümüzde.”

“SEBEP NE OLA ACEP?”

Coşkun YILMAZ: “Hocam konu Belediye Başkanı, Bali vb. yöneticilerle müzakere edildi mi? Sebep ne ola acep?”

“YETKİLİLER CÂMİ KONUSUNDA ZAYIF”

Abdülkerim ŞÂHİN: “Maalesef idarecilerimiz bu konularda çok zayıf kalıyor hocam. Melet Irmağı kenarına yapılması düşünülen projede de Ordu Diyanet   için bodrum katı layık görülüyor. Büyük AVM’lerin mescidi gibi…”

İŞTE, ANLATMAK İSTEDİĞİMİZ

Şimdi buraya Seyfi ÖZKAN Bey refîkimizin, mevzûmuza açıklık getiren, Ankara’da yaptığı kısa bir tur sonrası gözlem ve tahlîlini alıyoruz. Bunu okuyunca bizim Irdu Millet Bahçesi’ne câmiin, câmiin çok ötesinde sosyâl ve toplumsal, bahçenin de esprisiyle birebirden fazla örtüşen bir özgün, karakteristik bir sevimli yapı olduğunu göreceksiniz. Buyrun:

HAMAMÖNÜ, M. ÂKİF, YAZICIOĞLU

Ankara’da Hamamönü’nü bilir misiniz? Şu Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’nı yazdığı ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun da mezarının bulunduğu semt. Geçen gün arkadaşımla namazımı bu semtteki Hemhüm Camisi’nde kıldım. (Bu cami Hasan Mezarcı’nın imamlık yaptığı camidir.)

KÜÇÜK MESCİDLER, BÜYÜK TERKİPLER

Çok dikkatimi çeker, şehrin kadim semtlerindeki küçük mescitlerin bolluğu…

Mescit ve camileri sayamadım. O kadar bol… Neden bu kadar çok mahalle arasında camiler veya mescit var diye düşünürüm.

Cevabı şu; toplumsal yaşam (eskiden İçtimaî hayat deniyordu) açısından mahallenin temel yapıtaşı ve çekirdeği bu mescitler…

CÂMİLER MERKEZ, ETRÂFI HERKES

Dikkat ettim mahallenin teşkili ve tanzimi, caminin konumuna göre şekillenmiş. Evler hep mescitlerin etrafında halkalanmış. Günümüzde de uygulanacaksa en doğru uygulamanın bu olduğunu düşünüyorum. Mahalle içlerindeki bu butik cami veya mescitler mahallenin merkezini oluşturuyor.

ÂİLEDEN ÖTE, KARDEŞTEN BERİ

Herkes birbirini mescitten tanıyor.

Halk mahallesini sahipleniyor. Mescitler sanki aileden biri. Bir de mahalleli her işte camide bir araya geliyor.

DAYANIŞMA RÛHU, MES’ÛLİYET ŞUÛRU

Düşünüyorum da birbirini tanıyan mahalleli, ne kadar güzel dayanışma ruhuyla yaşar ve hareket eder. Hatta kendisini birbirinin davranışından sorumlu tutar.

Biz bunları kaybettik.

BUGÜNÜN CÂMİLERİ, ŞATAFATTA İLERİ

Şimdi yapılan camilere bakın her şey gösteriş.

Mahallelere koca koca camileri yapılıyor, içerisine giriyorsun git git mihraba varamıyorsun, kimse kimseyi tanımıyor.

Bu uygulama doğru değil.

*CUMÂ İÇİN CÂMİ, VAKİT İÇİN MESCİT *

Cuma namazları kılınması için Belde’nin merkezinde büyük camileri olabilir İstanbul’da Selahattin camileri olduğu gibi. Ama mahallelerde küçük ve çok sayıda cami veya mescitler yapılmalı.

DEVLET DEĞİL, HALK YAPMALI

Siz ne dersiniz bilmem ama ben devlet bütçesinden cami yapılmasına da karşıyım. Rızam yok. Cami yapılacaksa halk yapmalı ya da hayır sahipleri. Devletin yaptırdığı camilere giriyorum. Vallahi zerre kadar feyiz alamıyorum.

Belki bu paylaşacağım sözümden dolayı bana kızabilirsiniz ama ben İstanbul’da Boğaz’a nazır bir tepeye yapılan camiyi de hiç tasvip etmedim yani uygun görmedim.

MÎMÂRÎ YOK, İŞÇİLİK BERBAT, DİYÂNET NERDE?

Bunu da yazmazsam olmaz; bazı camiler görüyorum, mimarisi, işçiliği berbat. Koca koca cami fakat küçücük bir kubbesi var, göz zevkini tırmalıyor. Bunlara da Diyanet’in el atıp kontrol altına alması gerekir.

EL’CEMÂA(t), KABLEL’CÂMİ’

Son söz; tabii ki camiden önce, camiye cemaat yapmalı derim. [Seyfi ÖZKAN]

BUHARALI ŞEYH, HACI BAYRÂM-I VELÎ

Evet dostlar; bugünlük te bu kadar. Biz de Seyfi ÖZKAN gibi, fazla bir şey istemiyoruz. Ordu özelinde; BUHÂRALI ŞEYH ŞÂKİR EFENDİ kabristanıyla bağlantılı olacak şekilde HACI BAYRAM misâli çayhâne ve dükkânlarıyla, şehre merkez teşkil edecek küçük bir kültürel muhît istiyoruz; o kadar. Nitekim; HACI BAYRAM büyük değil ama, şehrin kâlbi niteliğinde. Biz bunun peşindeyiz. Câmiye karşı çıkanlar, eğer samîmî iseler, meseleye bir de böyle bakmalılar.

LİSÂNE SIDK YA DA HOŞ SADÂ

Yüce Mevlâ cümleye kimliği, kişiliği, mekân ve imkânlarıyla, yakından başlamak üzere gücü ve vüs’ati nispetinde dalga dalga güzel hizmetler etmek, anlamlı izler bırakmak, faydalı eserler ortaya koymak keyfiyetiyle berâber LİSÂNE SIDK’la, hoş sadâ bırakarak irtihâl-i dâr-ı bekâ eyleme bahtiyârlığını ihsân buyursun niyâzıyla sözü bağlarken;

MİLLET BAHÇESİNE CÂMİ

NE DE YAKIŞIRDI ÂBİ

LÂKİN, KİM NEYİN EMRİNDE

KİM, HANGİ EMELE TÂBİ?

diyor, güzel memleketimizin önüne tez zamanda, onun,

GÜZELLİĞİNE GÜZELLİK, ÖZELLİĞİNE ÖZELLİK

katacak, dâvâsına sâdık, idealist, fedâkâr, cevvâl, hizmete odaklanmış, makamları bunun için fırsat bilip gerçekleştirmeyi her şeyin önüne geçiren bürokrat ve yöneticiler lûtfetmesi dileğiyle hepinize sevgiler-saygılar değerli dostlar wes’selâm…